Mesajı Okuyun
Old 07-09-2010, 18:32   #2
Av. Bülent Sabri Akpunar

 
Varsayılan

T.C.
YARGITAY
4. Hukuk Dairesi

E:1997/7042
K:1997/11689
T:08.12.1997

DAVA : Taraflar araşındakı tazminat davası uzerine yapılan yargılama sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı 300.000.000 lira manevi tazminatın 15.6.1994 olay tarihinden itibaren %30 yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak Yasemin'e velayeten baba Erol'a ödenmesine, fazla istemin reddine iliskin hükmün süresi içinde davacılar avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine tetkik hakimi tarafından düzenlenen rapor okunduktan sonra dosya incelendi gereği görüşüldü.

KARAR : 1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özelilkle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davacı Yasemin'in temyiz itirazları reddedilmelidir.

2- Mağdura Yasemin'in anne ve babasının temyiz itirazlarına gelince:

Taraflar, aynı apartmanın değişik dairelerinde oturmakta ve ailecek tanışmaktadırlar. Davalı, 1945 doğumlu olup uzun yıllar İngiltere'de kaldıktan sonra Türkiye'ye dönmüş; boşanmış ve çocuksuz bir kişidir. Yetişkin ve yaşam deneyimli olan davalı, komşu kızı, ortaokul öğrencisi ve henüz 14 yaşındaki Yasemin'le ilgilenip arkadaşlık kurmuş ve bu ilişki sonunda, birlikte evden kaçarak, rıza ile cinsel ilişkiye dönüşmüştür. Davalı, İzmir 3. Ağır Ceza mahkemesince ".... 15 yaşını bitirmeyen mağdureyi rızasıyla kaçırıp alıkoyduğu ve rızasıyla ırzına geçip kızlığını bozduğu..." sabit görülerek TCK.'nun 430/2 ve 414/1. maddeleri uyarınca neticeten 6 yıl, 11 ay 10 gün ağır hapis ve 1.500.000 lira ağır para cezasıyla cezalandırılmış ve karar temyiz aşamasından geçerek kesinleşmiştir.

Davalının yukarıda açıklanan eylemleriyle kişilik haklarına saldırı oluştuğu iddiasıyla mağdure ile ana ve babası tarafından açılan manevi tazminat davasında, yerel mahkeme mağdurenin istemini kısmen kabul; diğerlerinin istemlerini ise "Ana baba için ayrıca tazminat verilmesi uygulamada kabul edilmemektedir" gerekçesiyle tümden red etmiştir.

Oysa, kişilik hakları, kişinin özgür ve bağımsız varlığının bütünlüğünü sağlayan; hayat, ruh ve beden tamlığı, vicdan, din, düşünce ve ekonomik calışma ozgürlügu, seref ve haysıyet, saygınlık, ün, isim, resim ve sırları gibi kişisel varlıkların en önemlilerindendir. Bu yüzden, ailenin saflığını, vakar ve saygınlığını korumak herkes için ahlaki ve yasal bir görevdir. Aile bütünlüğü aleyhine işlenen bir haksız eylem, o aileyi oluşturan tüm bireyler aleyhine doğrudan doğruya işlenmiş bir haksız eylem sayılır. Bu görüş, manevi tazminatın doğrudan doğruya onur kırıcı eylem ve davranışa maruz kalan kişi tarafından istenebileceği ve hukukumuzda yansıma yoluyla manevi tazminata hükmedilemeyeceği ilkelerine de aykırı değildir. Çünkü, herkesin, içinde yaşadığı toplumda ve ilişkiler kurduğu çevrede üyesi bulunduğu aileden kaynaklanan şeref, haysiyet ve saygınlığı mevcuttur. Bu nedenle, bir ailenin bireyine yönelik gibi görünen bir haksız eylem, bazı durum ve koşullarda tüm aile bireyleri icin kişilik haklarına saldırı oluşturur.

Olayımızda davalının mağdure üzerinde işlemiş bulundugu eylem, genel adaba aykırı cürümlerdendir. Türk Ceza Yasası'nın 38. maddesi hükmü uyarınca, bir ailenin seref ve haysiyetıne yonelen her tür cürumden doğan zarar; maddi ölçüsü bulunmayan manevi üzüntü, duyulan elem ve acılar giderilmelidir. Davaya neden olan olayda, yalnız rızasıyla kaçırılıp alıkonan, ırzına geçilerek kızlığı bozulan 14 yaşındaki Yasemin'in değil, aynı zamanda ana ve babası olan diğer davacıların da kişisel haklarının saldırıya uğradığının kabulü zorunludur.

O halde, gerek hukuk uygulamasında gerekse doktirinde oybirliğiyle benimsenen görüşe aykırı olarak, yerel mahkemenin ana ve baba için açılan davayı reddetmesi doğru değildir. Yerel mahkeme kararı TCK.'nun 38 ve BK.nun 49. maddeleri uyarınca uygun tazminatlara hükmedilmek üzere bozulmalıdır.

SONUÇ : Temyiz olunan kararın (2). bendde gösterilen nedenlerle davacılardan Erol ve Beyhan yararına BOZULMASINA, (1) sayılı bentte açılan nedenlerle davacı Yasemin'in temyiz itirazlarının reddiyle onunla ilgili karar bölümünün ONANMASINA ve temyiz eden davacılardan onama harcı 429.000 liranın mahsubu ile geri kalan 10.271.000 liranın davacılara istek halinde geri verilmesine 8.12.1997 gününde oybirliğiyle karar verildi.