Mesajı Okuyun
Old 21-03-2007, 11:57   #14
ISIL YILMAZ

 
Varsayılan

Ben de somut durumda BK m.96'nın yarar sağlayacağını düşünmüyorum.

Aslında BK m.1'den itibaren konuya bakmaya başladığımızda, kira akdinin sinallagmatik ve kira süresi boyunca sürekli borç ilişkisi doğuran bir akit tipi olduğunu görüyoruz. BK m.106'nın uygulanacağı akit türleri de tam bu tip akitler. Konu, yan edimde düğümleniyor.

Yan edimin ifa edilmemesinin BK m.106'ya tabi tutulmaması konusunda Turgut Uyar'ın Borçlar Kanunu kitabında örnek olarak verilen YİBK kararını aşağıya özet olarak alıntılıyorum :

T.C.

YARGITAY

İÇTİHADI BİRLEŞTİRME GENEL KURULU

E. 1966/14

K. 1968/7

T. 4.3.1968

ÖZET : Temizleme ve aydınlatma harcı, kira parası kapsamına girmeyeceğinden, Borçlar Yasası`na göre, kiralanının "temerrüt" nedeniyle tahliyesi istenemez
....
....
KARAR : Borçlar Kanunu`nun 248`inci maddesinde, "Adi icar bir akittir ki,mucir onunla ücret mukabilinde bir şeyin istimalini terk etmeyi iltizam eder" denilmiş olmasına nazaran, kira parası, kiralanının kullanılması karşılığıdır. 5237 sayılı Belediye Gelirleri Kanunu gereğince alınan temizleme ve aydınlatma resmi, yapılan bir hizmetin karşılığıdır. Bu Kanun`un 9`uncu maddesinin 9`uncu fıkrasıyla veya Kira mukavelenamesinde konulan bir şartla tamamının veya bir kısmının kiracıya yükletilmiş olması, bu resmin mahiyetini değiştirmediği gibi, bu borcun kira parasının bir cüz`ü olarak kabulünü gerektirmez. Bu itibarla, borçlu bulunduğu temizleme ve aydınlatma resmini ödemeyen kiracının, Borçlar Kanunu`nun 260`ıncı maddesine dayanılarak mütemerrit sayılması ve kira aktinin fesholunması düşünülemez. Bu resmi, kiralayan ödemiş ise, bu alacak, onun kiracı zimmetinde adi bir alacağı niteliğini alır.

Görüldüğü gibi bu içtihatta, kira sözleşmesinde kararlaştırılmış olsa dahi, temerrüdün oluşmayacağı belirtiliyor.

BK m. 260'ta kiracının temerrüdü düzenlenirken, temerrüde esas olanın kira parası olduğu anlaşılıyor. Dolayısıyla tartışma, mesela aidat borcunun kira parasından sayılmaması meselesine sıkışıyor. Bu duruma bir çıkış olarak, aidatın kira bedelinden sayılacağı hükmü kira kontratlarında bazen yer alıyor.

Kısmi temerrütten söz etmek ve mesela aidatın ödenmemiş olmasının kira parasının ödenmesini ( borcun ifa edilen bölümünü ) yararsız hale getirdiğinden bahsetmek ilk bakışta mümkün gibi görünse de , son bakış Sn.Dikici'nin sunduğu HGK'ya yapılacaksa, yine sıkıntı başlıyor. Zira, madem BK m.106 yan edime uygulanamaz, kısmi temerrüt de ancak asıl edim bakımından mümkündür görüşü ile karşılaşmak olası.

Sn.korayad'ın , kira akdinin feshi sebepleri bellidir, yan edimlerde temerrüt feshe sebebiyet vermez görüşü mevzuata bakıldığında haklılığını korumaktadır. Benim, bu konuda bir çıkış , yorum olarak dürüstlük kuralını ve sözleşmenin çekilmez hale gelmesini ileri sürmem de bundan kaynaklanmıştı.

Bu konudaki tartışmaya devam edileceğini umuyorum.

Saygılar.