Mesajı Okuyun
Old 19-08-2006, 22:43   #2
ibreti

 
Varsayılan

T.C.

YARGITAY

3. HUKUK DAİRESİ

E. 2004/1445

K. 2004/1529

T. 2.3.2004

• RÜŞT ( İştirak Nafakasının Son Bulacağı )

• NAFAKA ( Reşit Olan Çocuğa Babanın İştirak Nafakası Ödeme Yükümlülüğü Olmaması - Eğitimi Devam Ettiği Sürece Çocuğun Giderlerinin Ana Babaca Karşılanması Gerekliliği )

• HAKİMİN BAĞLILIĞI ( Maddi Vaka Ve Netice-i Talep Bağlılığı - Tarafların İddia Ve Savunmaları İle Dayanılan Kanun Hükmü Ve Tavsifi İle Bağlı Olmamaları )

4.6.1958 gün, 15/16 sayılı YİBK

4721/m. 4,328,364

1086/m. 74

ÖZET :Hakim, bir davada sadece tarafların ileri sürdükleri maddi vakıalar ve netice-i talepler ile bağlı olup, dayandıkları kanun hükümleriyle ve onların tavsifleriyle bağlı değildir. Dolayısı ile, olayları izah taraflara, uyuşmazlıklara uygulanacak kanunları belirlemek Hakim'e ait bir görevdir. Davacı çocuk dava tarihi itibariyle reşittir. Böylece TMK'nun 328/l.maddesi gereğince iştirak nafakası son bulmuştur. Ne var ki, çocuk ergin olmasına rağmen eğitimi devam ettiğine göre, ana ve babanın eğitim sona erinceye kadar bakım, eğitim ve korunması için gerekli giderleri karşılama yükümlülükleri devam etmektedir.
DAVA : Taraflar arasında görülen nafaka davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
KARAR : Davada, davacının üniversitede okuduğu, daha önce ödenen iştirak nafakasının yetersiz kaldığı ileri sürülerek artırılması istenilmiş; mahkemece, davacının dava tarihi itibariyle reşit olduğu, rüştle iştirak nafakasının son bulduğu, reşit olan çocuğa davalı babanın iştirak nafakası ödemekle yükümlü bulunmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.
Ancak, HUMK'nun 74.maddesi gereğince Hakim, iki tarafın iddia ve savunmaları ile bağlı olup, talepten fazlasına veya başka bir şeye karar veremez. Aynı şekilde Hakim, bir davada sadece tarafların ileri sürdükleri maddi vakıalar ve netice-i talepler ile bağlı olup, dayandıkları kanun hükümleriyle ve onların tavsifleriyle bağlı değildir. Dolayısı ile, olayları izah taraflara, uyuşmazlıklara uygulanacak kanunları belirlemek ise Hakim'e ait bir görevdir ( 4.6.58 gün, 1516 sayılı YİBK ).
Somut olayda davacı çocuk dava tarihi itibariyle reşittir. Böylece TMK'nun 328/l.maddesi gereğince iştirak nafakası son bulmuştur. Ne var ki, çocuk ergin olmasına rağmen eğitimi devam ettiğine göre, ana ve babanın eğitim sona erinceye kadar bakım, eğitim ve korunması için gerekli giderleri karşılama yükümlülükleri devam etmektedir ( TMK.md.328/2 ).
Böylece, bizzat reşit çocuk tarafından eğitimin devam ettiği açıkça belirtilerek açılan davadaki istem, TMK'nun 328/2.maddesi uyarınca 364/son maddesi kapsamında yardım nafakası verilmesine ilişkindir. O halde iştirak nafakasının artırılması yönündeki açıklama ve talep dikkate alınarak yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya uygun bulunmamıştır.
Mahkemece, taraf delilleri toplanıp değerlendirilerek sonucuna göre TMK'nun 4.maddesinde vurgulanan "hakkaniyet" ilkesi de gözetilip uygun bir miktar yardım nafakasına hükmedilmelidir.
SONUÇ : Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 02.03.2004 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.