Mesajı Okuyun
Old 26-11-2008, 02:33   #2
Muhsin KOÇAK

 
Varsayılan

T.C.
DANIŞTAY
10. DAİRE
E. 2001/2834
K. 2002/4024
T. 23.10.2002
• MENKUL DEĞERLER ŞİRKETİ TEMSİLCİSİ OLAN DAVACININ SERMAYE PİYASASI İŞLEMLERİYLE İLGİLİ YÜKÜMLÜLÜKLERİNİ YERİNE GETİRMEMESİ ( Hakkında Verilen İdari Para Cezasının İptali Talebi - Suç Tarihinde Kanunda İdari Para Cezası Yer Almamasına Rağmen Sonradan Yapılan Değişiklikle İdari Para Cezası Öngörülmüş Olması/Suçta ve Cezada Kanunilik ve Lehe Olan Hükmün Uygulanması İlkelerine Aykırılık Bulunmaması )
• SERMAYE PİYASASI İŞLEMLERİYLE İLGİLİ YÜKÜMLÜLÜKLERİNİ YERİNE GETİRMEYEN MENKUL DEĞERLER ŞİRKETİ TEMSİLCİSİ ( Hakkında Verilen İdari para Cezasının İptali Talebi - Suç Tarihinde Kanunda İdari Para Cezası Yer Almamasına Rağmen Sonradan Yapılan Değişiklikle İdari Para Cezası Öngörülmüş Olması )
• İDARİ PARA CEZASI VERİLMESİNE İLİŞKİN İŞLEMİN İPTALİ TALEBİ ( Sermaye Piyasası İşlemleriyle İlgili Yükümlülüklerini Yerine Getirmeyerek Suç İşleyen Menkul Kıymetler Şirketi Temsilcisi - Suç Tarihinde Kanunda Yer Almayan İdari Para Cezasının Sonradan Yapılan Değişiklikle Kanuna Eklenmiş Olması )
• SUÇTA VE CEZADA KANUNİLİK VE SANIĞIN LEHİNE OLAN HÜKMÜN UYGULANMASI İLKELERİ ( Sermaye Piyasası İşlemleriyle İlgili Yükümlülüklerini Yerine Getirmeyen Menkul Kıymetler Şirketi Temsilcisi Aleyhine Suç Tarihinden Sonraki Kanun Değişikliğiyle Getirilen İdari Para Cezasına Hükmedilmesi )
2499/m.47/A-B
765/m.2
ÖZET : Dava, ... Yatırım Menkul Değerleri A.Ş.Temsilcisi olan davacının, sermaye piyasası işlemleriyle ilgili yükümlülüklerini yerine getirmediğinden bahisle hakkında verilen idari para cezasının iptali talebine ilişkindir. Dava konusu olayda 2499 sayılı Yasanın 47. maddesinin ( B )bendinin yürürlükte olduğu tarihte gerçekleşen ve iptali istenilen idari para cezasına esas alınan eylemlerin yasada değişikliğin yapıldığı 18.12.1999 tarihinden sonra da suç niteliği taşıdığında kuşku bulunmamaktadır. Şu halde öncelikle çözümlenmesi gereken husus, eylem tarihinden sonra yürürlüğe giren bir yasal düzenlemeye dayalı olarak idari para cezası verilip verilemeyeceğidir. Türk Ceza Kanunu'nun 2. maddesinde ifadesini bulan "suç ve cezaların kanuniliği" ilkesinde göre, kanunun açıkca suç saymadığı bir fiilden dolayı ceza vermek mümkün olmadığı gibi, cürüm ve kabahatin işlendiği zamanın kanunu ile sonradan çıkarılan kanunun hükümleri birbirinden farklı ise, failin lehine olan kanunun uygulanması esastır. Davacının, işlendiği tarih itibariyle suç niteliği taşıyan eylemlerine ağır para veya hapis cezası öngörülen yasal düzenleme, 4487 sayılı yasayla yürürlükten kaldırılarak, eylem suç olmaktan çıkarılmamış, sadece bu suça karşılık verilecek cezanın niteliği ve bu cezayı verecek makam belirlenmiştir. Dava konusu işleme neden olarak gösterilen davacı eylemleri, 4487 sayılı Yasanın yürürlük tarihinden önce işlenmiş olmakla birlikte, 4487 sayılı Yasa ile anılan eylemler nedeniyle davalı sermaye Piyasası Kurulu'na idari para cezası uygulanma yetkisi verildiğinden, bu tarihten itibaren geleceğe yönelik olarak idari para cezası uygulanma olanağı bulunmaktadır. Bu durumda, davacının suç olan ve mevcut belgelerle sabit olan eylemi nedeniyle davaya konu kararın alındığı tarihte yürürlükte olan yasal düzenleme gereğince adına para cezası verilmesinde hukuka ve mevzuata aykırılık olmadığı sonucuna varılmıştır.

İstemin Özeti : ... Yatırım Menkul Değerleri A.Ş.Temsilcisi olan davacının, sermaye piyasası işlemleriyle ilgili yükümlülüklerini yerine getirmediğinden bahisle 10.000.000.000 lira tutarında idari para cezasıyla tecziyesine ilişkin davalı idare işleminin iptali istemiyle açtığı dava sonucunda, Ankara Beşinci İdare Mahkemesince dava konusu işlemin iptali yolunda verilen.26.4.2001 tarih ve E:2000/1229, K:2001/564 sayılı kararın temyizen incelenip bozulması istenilmektedir.

Savunmanın Özeti : Yerinde olmadığı ileri sürülen temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.

D.Tetkik Hakimi Ahmet Eğerci'nin Düşüncesi : Temyiz isteminin reddi ile usul ve hukuka uygun bulunan mahkeme kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

Danıştay Savcısı Bilgin Anısan'ın Düşüncesi : ... Yatırım Menkul Değerler A.Ş. temsilcisi olan davacının, sermaye piyasası işlemleriyle ilgili yükümlülüklerini yerine getirmediğinden bahisle 10.000.000.000,- lira tutarında idari para cezasıyla tecziyesine ilişkin davalı idare işlemini iptal eden Ankara 5 inci İdare Mahkemesi kararının temyizen incelenip bozulması talep edilmektedir.

2499 sayılı Sermaye Piyasası Kanunu'nun 47 inci maddesi sermaye piyasası araçlarının değerlerini etkileyebilecek veya halkın zararına sebep olabilecek suç niteliğindeki eylemler ile bu eylemler sebebiyle verilecek hürriyeti bağlayıcı cezalar ile ağır para cezaları tesbit edilmiş ve aynı maddenin B bendinin 5 inci fıkrasında bu kanundaki yetkilere dayanılarak Kurul tarafından,çıkarılacak yönetmelik ve tebliğlere, düzenlenen standart ve formlara, alınan genel ve özel nitelikteki kararlara aykırı davranışların ağır para cezasını gerektirdiği hükme bağlanmıştır.

Sermaye Piyasasında aracı kuruluşların aracılık faaliyetlerinde düzenleyecekleri belgelere ilişkin esasların belirlenmesi amacıyla çıkarılan Seri 5 N:6 sayılı aracılık Faaliyetinde Belge ve Kayıt Düzeni Hakkında Tebliğün 4 üncü maddesinde, aracı kuruluşların müşterilerine aylık dönem itibariyle, ilgili dönemi izleyen 7 gün içinde hesap ekstresi gönderme yükümlülüğü getirilmiştir. Seri 5. No:29 sayılı Portföy Yöneticiliği Faaliyetine ve Bu Faaliyette Bulunacak Portföy Yönetim Şirketlerine ilişkin Esaslar Tebliği'nin 4 üncü maddesinin 14 üncü fıkrasında Portföy Yönetim sözleşmesi imzalanmadan müşteriye portföy yönetim hizmeti sunulamayacağı belirtilmiştir.

18.12.1999 tarihli tarihli Resmi Gazetede neşredilerek yürürlüğe giren 4487 sayılı Kanun ile 2499 sayılı Kanunun ceza hükümlerini içeren 47 inci maddesinde yapılan değişiklikle 47 inci maddesinin 1 inci fıkrasının ( B )bendinin ( 5 )nolu alt bendi yürürlükten kaldırılarak idari para cezalarına ilişkin 47 inci maddesine 47/1 maddesi eklenmiştir.

2499 sayılı Kanunun 47/A maddesinde "Bu Kanun'a dayanılarak yapılan düzenlemelere, belirlenen standart ve formlara ve kurulca alınan genel ve özel nitelikteki kararlara aykırı hareket ettiği tespit edilen gerçek ve tüzel kişiler. hakkında, gerekçesi belirtilmek suretiyle kurul tarafından 2 milyar liradan 10 milyar liraya kadar para cezası verilir" hükmü ile yönetmelik, genelge ve kurul kararlarına aykırı davranışlar, idari para cezasını gerektiren eylemler olarak kabul edilmiştir.

Dava dosyasının incelenmesinden; aracı kurum olarak sermaye piyasası işlemleri yapan ... Yatırım ve Menkul Değerler A.Ş. Genel Müdür yardımcısı olan davacıya anılan Şirketçe müşterilere aylık ekstre gönderilmediği ve sözleşme imzalanmadan müşteriye portföy yönetim hizmeti verildiğinin yapılan inceleme sonucu tespit edildiğinden bahisle savunması alınarak dava konusu idari para cezasının verildiği anlaşılmaktadır. Dava konusu idari para cezasına esas alınan eylemlerin Eylül 1999 ve Ekim 1999 tarihinde gerçekleştiği ve anılan dönemde 2499 sayılı Kanunun 47 inci maddesinin ( B )bendinin yürürlükte olduğu, bir başka ifadeyle söz konusu eylemlerin gerçekleştiği tarihte ve kanunda değişiklik yapıldığı 18.12.1999 tarihinden sonra da bu eylemlerin suçu niteliği taşımaktadır.

Türk Ceza Kanunu'nun 2 inci maddesinde ifadesini bulan "suç ve cezaların kanuniliği ilkesine göre, kanunun açıkça suç saymadığı bir fiilden dolayı ceza vermek mümkün olmadığı gibi, cürüm ve kabahatin işlendiği zamandaki kanunu ile sonradan çıkarılan kanunun hükümleri birbirinden farklı ise, failin lehine olan kanunun uygulanması esastır.

Davacının, işlediği tarih itibariyle suç niteliği taşıyan eylemlerine ağır para veya hapis cezası öngören kanuni düzenleme, 4487 sayılı Kanunla yürürlükten kaldırılarak, eylem suç olmaktan çıkarılmamış, sadece bu suça karşılık verilecek cezanın niteliği ve bu cezayı verecek makam tesbit edilmiştir. Davacının bu eylemi sebebiyle adli yargı yerince takipsizlik veya beraat kararı verilmeyip görevsizlik kararı verildiği görülmüştür.

Bu durumda, davacının suç olan ve mevcut belgelerle sabit olan eylemi sebebiyle dava konusu kararın alındığı tarihte yürürlükte olan kanuni düzenleme gereğince adına para cezası verilmesinde hukuka ve mevzuata aykırılık bulunmamaktadır.

Açıklanıan sebeplerle dava konusu işlemi iptal eden Ankara 5 inci İdare Mahkemesi kararı 2499 sayılı Sermaye Piyasası Kanunu'nun 4487 sayılı Kanunla değişik 47/A rnaddesi amir hükmüne aykırı bulunduğundan temyiz talebinin kabulü ile Ankara 5 inci İdare Mahkemesi kararının bozulması gerekeceği düşünülmüştür.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Hüküm veren Danıştay Onuncu Dairesince gereği düşünüldü:

KARAR : Dava; ... Yatırım Menkul Değerleri A.Ş. Temsilcisi olan davacının, sermaye piyasası işlemleriyle ilgili yükümlülüklerini yerine getirmediğinden bahisle 10.000.000.000.lira tutarında idari para cezasıyla tecziyesine ilişkin davalı idare işleminin iptali istemiyle açılmıştır.

Ankara Beşinci İdare Mahkemesince, aracı kurum olarak sermaye piyasası işlemleri yapan ... Yatırım ve Menkul Değerler A.Ş. Genel Müdür yardımcısı olan davacıya anılan şirketçe müşterilerine aylık ekstra göndermeyi ve sözleşme imzalanmadan müşterilere portföy yönetim hizmeti verildiğinin yapılan inceleme sonucu tespit edildiğinden bahisle dava konusu idari para cezasının verildiğinin anlaşıldığı, idari para cezasına esas alınan eylemlerin 18.12.1999 tarihinden önceki dönemlerde gerçekleştiği ve anılan dönemde 2499 sayılı Yasanın 47. maddesinin ( B )bendinin yürürlükte olduğu, bir başka ifadeyle sözkonusu eylemlerin gerçekleştiği tarihte bu eylemlerin suç niteüği taşıdığında kuşku bulunmadığı, şu halde, uyuşmazlık, suç olmaktan çıkarılan bir eylem nedeniyle, eylem tarihinden sonra yürürlüğe giren bir yasal düzenlemeye dayalı olarak idari para cezası verilip verilmeyeceğine ilişkin bulunduğu, Türk Ceza Kanunu'nun 2. maddesinde ifadesini bulan "suç ve cezaların kanuniliği" ilkesine göre, kanunun açıkça suç saymadığı bir fiilden dolayı ceza vermek mümkün olmadığı gibi cürüm ve kabahat işlendiği zamanın Kanunu ile sonradan çıkarılan kanunun hükümleri birbirinden farklı ise, failin lehine olan kanunun uygulanması gerektiği, bu itibarla, işlendiği tarih itibariyle suç niteliği taşıyan eylemlerine ağır para veya hapis cezası öngören yasal düzenleme, 4487 sayılı yasayla yürürlükten kaldırılarak, eylem, suç olmaktan çıkarıldığına göre, davacıya bu eylemi nedeniyle ceza mahkemelerirıce verilecek cezalarda TCK'nin 2. maddesinin olaya uygulanıp uygulanamayacağının, ceza mahkemesince ve suç duyurusunda bulunmaya yetkili kişilerce gözönüne alınacağının açık olduğu, idari para cezaları; kanun, tüzük, yönetmelik ve düzenleyici nitelikteki diğer kararlarda belirlenen usullere aykırı davranışlara karşılık olmak üzere "müeyyide" niteliğinde hukuk düzeninde yer almakta, bu bağlamda ceza hukukunun genel ilkelerinin uygulanmasına elverişli bulunmakla birlikte, cezaları veren mercilerin birbiriyle örtüşmeyen nitelikleri, verilecek cezaların niteliği ve sonuçları gözönüne alındığında, idari para cezaları ile ceza kanunlarında yeralan suçlara uygulanacak cezaların mutlak olarak aynılığından söz edilemeyeceği, dolayısıyla, suç olarak kabul edilen bir eylemin, suç vasfından çıkarılması, bir başka yasa hükmüyle de, benzer eylemler için idari para cezası getirilmesini, eyleme uygulanacak müeyyidenin "dönüştürülmesi" olarak nitelendirmek ve TCK'nın 2. maddesinde belirtilen "lehe olan hükmün uygulanması" ile izah etmenin mümkün olmadığını, şu halde. idari para cezası öngörülen eylemin daha önce suç niteliğinde bir eylem olduğuna bakılmaksızın değerlendirilmesi gerektiği, buna göre davacıya yüklenen eylemlerin 18.12.1999 tarihinden önceki dönemlerde gerçekleştiğinden ve sözkonusu eylemlere idari para cezası uygulanmasına ilişkin 448:7 sayılı Yasayla getirilen düzenleme 18.12.1999 tarihinde yürürlüğe girdiğinden, eylem tarihinde yürürlükte bulunmayan yasa hükmüne dayalı olarak davacıya verilen idari para cezasında hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle işlemin iptaline karar verilmiştir.

Davalı idare, anılan mahkeme kararının hukuka aykırı olduğunu öne sürerek temyizen incelenerek bozulmasını istenilmektedir.

Tasarrufların, menkul kıymetlere yatırılarak; halkın iktisadi kalkınmaya etkin ve yaygın bir şekilde katılımının sağlanarak, sermaye piyasasanının, güven, açıklık ve kararlılık içinde çalışmasını, tasarruf sahiplerinin hak ve yararlarının korunmasını düzenlemek ve denetlemek amacıyla yürüllüğe konulan 2499 sayılı Sermaye Piyasası Kanunu'nun 47. maddesinde; sermaye piyasası araçlarının değerlerini etkileyebilecek veya halkın zararına sebep olabilecek "suç" niteliğindeki eylemler ile bu eylemler nedeniyle verilecek hürriyeti bağlayıcı cezalar ile ağır para cezaları belirlenmiş, 47. maddenin ( B )bendinin ( 5 )numaralı alt bendinde de; bu Kanunda yazılı yetkilere dayanılarak Kurul tarafından çıkarılacak yönetmelik ve tebliğlere, düzenlenen standart ve formlara, alınan genel ve özel nitelikteki kararlara aykırı davranışların, ağır para cezasını gerektirdiği hükmü yer almıştır.

Ancak, 18.12.1999 günlü Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 4487 sayılı Yasa ile 2499 sayılı Yasanın ceza hükümlerini içeren 47. maddesinde yapılan değişiklikle 47. maddenin 1. fıkrasının ( B )bendinin ( 5 )numaralı alt bendi yürürlükten kaldırılarak "İdari Para Cezaları"na ilişkin 47/A maddesinde yer alan "Bu Kanuna dayanılarak yapılan düzenlemelere, belirlenen standart ve formlara ve Kurulca alınan genel ve özel nitelikteki kararlara aykırı hareket ettiği tespit edilen gerçek kişiler ve tüzel kişiler hakkında gerekçesi belirtilmek suretiyle Kurul tarafından iki milyar liradan 10 milyar liraya kadar para cezası verilir." hükmü ile yönetmelik, genelge ve kurul kararlarına aykırı davranışlar, idari para cezasını gerektiren eylemler olarak kabul edilmiştir.

Öte yandan, aracı kuruluşların, aracılık faaliyetlerinde düzenleyecekleri belgelere ilişkin esasların belirlenmesi amacıyla çıkarılan Seri V, No:6 sayılı aracılık Faaliyetinde Belge ve Kayıt Düzeni Hakkında Tebliğin 4. maddesinde, aracı kuruluşların, müşterilerine, aylık dönemler itibariyle, ilgili dönemi izleyen ( 7 )gün içinde "Hesap Ekstresi" gönderme yükümlülüğü getirilmiş, Seri V, No:29 sayılı Portföy Yöneticiliği Faaliyetine ve Bu Faaliyette Bulunacak Portföy Yönetim Sirketlerine İlişkin Esaslar Tebliği'nin 4. maddesinin 14. fıkrasında da, portföy yönetim sözleşmesi imzalanmadan müşteriye portföy yönetim hizmeti sunulamayacağı kurala bağlanmıştır.

Dava dosyasının incelenmesinden, ... Yatırım Menkul Değerler A.Ş.'nin Sermaye Piyasası Kanunu ve ilgili mevzuat çerçevesinde düzenlenmesi sonucu hazırlanan 16.12.1999 tarihli denetleme raporu ile aracı kurumun müşterilerinden geniş yetkiler içeren vekaletnameler alınmasına müsaade ederek, kurulun Seri V, No:29 Portföy Yöneticiliği Faaliyetlerine ve Bu Faaliyette Bulunacak Portföy Yönetim şirketlerine İlişkin Esaslar Tebliği'nin 14 üncü maddesine aykırı olarak portföy yönetim sözleşmesi imzalanmadan müşterilerine portföy yönetim hizmeti sunması nedeniyle ve ayrıca Kurul'un Seri V, No:6 Aracılık Faaliyetinde Belge ve Kayıt Düzeni Hakkında Tebliği'nin 4. maddesine aykırı olarak, aylık dönemler itibariyle işlem gerçekleştiren müşterilere hesap ekstrelerinin gönderilmemiş olması sebebiyle aracı kurumun sorumlu yöneticileri olarak aralarında davacının da bulunduğu kişiler hakkında SPK'nin 47/B-5 ve 49. maddeleri uyarınca işlem yapılmak üzere suç duyurusunda bulunulmasına karar verilmiş olup, suç duyurusu üzerine T.C. ... Cumhuriyet Başsavcılığı'nca yapılmakta olan hazırlık soruşturması sırasında, 4487 sayılı Kanunla Sermaye Piyasası Kanunu'nda yapılan değişiklik sonucunda Kanun'un 47/B-5 maddesinde öngörülen cezalar 47/A maddesinde idari para cezası olarak değiştirildiğinden, davalı idarece, 4487 sayılı Kanun'un yürürlüğe girmesinden önceki döneme ait bir tarihte, cezası idari para cezasına dönüştürülen fiilleri işlediği yeni tespit edilen kişiler hakkında, Kurul'ca idari para cezası mı uygulanacağı, yoksa Cumhuriyet Savcılığına suç duyurusunda mı bulunulacağı hususlarında görüş istenmesi üzerine, Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğünden verilen görüşle, yapılan değişiklikle eylemin "suç" olmaktan çıkarılmadığı belirtilerek, öncelikle aynı eylemler nedeniyle derdest davalarda ilgili yargı mercilerinin beraat kararı yerine, C.M.U.K.'nun 7 ve 263. maddeleri uyarınca görev yönünden bir karar verebilecekleri, idari para cezası sonuçları bakımından adli mercilerce verilen para cezasından farklı olarak, adli sicile kayıt edilmediği ve tekerrüre esas olmadığından, 4487 sayılı Kanunun yürürlük tarihinderi önce gerçekleşen ancak; yeni tespit edilen eylemler içinde, TCK.'nin 2. maddesi hükmünün gözönünde bulundurularak suç tarihine göre yürürlükte bulunan idari para cezasının tespit olunarak uygulanabileceği görüşü üzerine, Başsavcılıkça görevsizlik kararı verildiği, dava konusu işlemle de yukarıda belirtilen eylemler nedeniyle 16.8.2000 'tarihli Kurul kararıyla davacıya toplam 10 milyar lira idari para cezasının verildiğinin bildirildiği anlaşılmaktadır.

Dava konusu olayda 2499 sayılı Yasanın 47. maddesinin ( B )bendinin yürürlükte olduğu tarihte gerçekleşen ve iptali istenilen idari para cezasına esas alınan eylemlerin yasada değişikliğin yapıldığı 18.12.1999 tarihinden sonra da suç niteliği taşıdığında kuşku bulunmamaktadır.

Şu halde öncelikle çözümlenmesi gereken, eylem tarihinden sonra yürürlüğe giren bir yasal düzenlemeye dayalı olarak idari para cezası verilip verilemeyeceğidir.

Türk Ceza Kanunu'nun 2. maddesinde ifadesini bulan "suç ve cezaların kanuniliği" ilkesinde göre, kanunun açıkca suç saymadığı bir fiilden dolayı ceza vermek mümkün olmadığı gibi, cürüm ve kabahatin işlendiği zamanın kanunu ile sonradan çıkarılan kanunun hükümleri birbirinden farklı ise, failin lehine olan kanunun uygulanması esastır.

Davacının, işlendiği tarih itibariyle suç niteliği taşıyan eylemlerine ağır para veya hapis cezası öngörülen yasal düzenleme, 4487 sayılı yasayla yürürlükten kaldırılarak, eylem suç olmaktan çıkarılmamış, sadece bu suça karşılık verilecek cezanın niteliği ve bu cezayı verecek makam belirlenmiştir.

Diğer yandan, hukukta genel olarak yasalar yürürlüğe girdiği tarihten sonra geleceğe yönelik olarak uygulanma alanı bulan metinlerdir.

Dava konusu işleme neden olarak gösterilen davacı eylemleri, 4487 sayılı Yasanın yürürlük tarihi olan 18.12.1999 tarihinden önce işlenmiş olmakla birlikte, 4487 sayılı Yasa ile anılan eylemler nedeniyle davalı sermaye Piyasası Kurulu'na idari para cezası uygulanma yetkisi verildiğinden, bu tarihten itibaren geleceğe yönelik olarak idari para cezası uygulanma olanağı bulunmaktadır.

Bu durumda, davacının suç olan ve mevcut belgelerle sabit olan eylemi nedeniyle davaya konu kararın alındığı tarihte yürürlükte olan yasal düzenleme gereğince adına para cezası verilmesinde hukuka ve mevzuata aykırılık olmadığı sonucuna varılmıştır.

Bu itibarla, dava konusu işlemin iptali yönündeki temyize konu İdare Mahkemesi kararında hukuka uyarlık görülmemiştir.

SONUÇ : Açıklanan nedenlerle davalı idarenin temyiz isteminin kabulüne, Ankara Beşinci İdare Mahkemesinin 26.4.2001 tarih ve ve E:2000/1229, K:2001/564 sayılı kararının bozulmasına, dosyanın yeniden bir karar verilmek üzere anılan Mahkemeye gönderilmesine 23.10.2002 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

danx