Mesajı Okuyun
Old 03-01-2014, 13:22   #3
üye7160

 
Varsayılan

YHGK 24.2.2010 E.2010/19-67 – K.2010/99
On 08.16.11, In Yargı Kararları, By Kazanci.- Menfi Tesbit Davası (Teminat Senedinin Takibe Konulması)


– Teminat Senedinin Takibe Konulması (Menfi Tesbit Davası)

– Teminattır İbaresi


– Bonoya Karşı İddialar (Teminat Senedi – “Teminattır” İbaresi) –

HUMK.290 – İİK.72,169 – TTK.688

Dava konusu senette teminat kaydı varsa da neyin teminatı olduğu belirtilmediğinden senedin mücerretlik vasfını ortadan kaldırmaz. Kambiyo senedi geçerli olup, senede karşı iddiaların HUMK.nun 290. maddesi uyarınca yazılı delille ispatı gerekir.

DAVA ve KARAR:

Taraflar arasındaki “Menfi Tespit” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Ankara Asliye 9. Ticaret Mahkemesince davanın “kabulüne” dair verilen 26.7.2007 gün ve 2006/673 – 2007/375 sayılı kararın incelenmesi davalılar vekili tarafından istenilmesi üzerine,

Yargıtay 19. Hukuk Dairesinin 3.4.2008 gün ve 2007/9954 – 2008/3402 sayılı ilamı;

(…Davacı vekili, müvekkilinin davalı şirkete ticari ilişkiden doğan borcun teminatını teşkil etmek üzere bir adet bono verdiğini, bononun üzerinde teminat kaydı bulunduğunu, teminat senedinin şirket tarafından ortağı Nazım Yolcu`ya ciro edilerek bu davalı tarafından takibe konu yapıldığını, müvekkilinin ticari ilişkiden dolayı borcu bulunmadığını ileri sürerek müvekkilinin davalılara borçlu olmadığının tespitine, %40 tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Davalılar vekili cevabında, kambiyo senedi vasfında bir senede karşı ileri sürülen iddianın senetle ispat edilmesi gerektiğini, ne de tarihi ve senet hamilinin açık olduğu iddiasının dinlenemeyeceğini, senet hamilinin kötüniyetli olmadığını belirterek davanın reddini istemiştir.

Mahkemece iddia, savunma ve toplanan delillere göre dava konusu bonoda “teminat senedidir” ibaresi bulunduğu, teminat senedinin düzenlendiği tarihte kural olarak bedelsiz olduğu, lehtarın ticari ilişki nedeniyle alacaklı olduğunu iddia etmesi halinde alacağını ispat etmesi gerektiği, davalının alacakla ilgili savunması bulunmadığı, lehdarın ortağı olduğu davalı şirketin iyiniyetli hamil kabul edilemeyeceği gerekçesiyle davacının davalılara borçlu olmadığının tespitine, alacağın %40`ı tazminatın davalı şirketten alınarak, davacıya ödenmesine karar verilmiş, hüküm davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Dava konusu senette teminat kaydı varsa da neyin teminatı olduğu belirtilmediğinden senedin mücerretlik vasfını ortadan kaldırmaz.

Kambiyo senedi geçerli olup, senede karşı iddiaların HUMK.nun 290. maddesi uyarınca yazılı delille ispatı gerekir.

Mahkemece davacıdan bu yönde delilleri sorulup toplanan tüm deliller birlikte değerlendirilerek bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulmasında isabet görülmemiştir…) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.

Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:

YARGITAY HUKUK GENEL KURULU KARARI:

Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere ve özellikle Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 14.3.2001 gün ve 2001/12-233 E. – 2001/257 K. 20.6.2001 gün ve 2001/12-496 E. – 2001/534 K. sayılı kararlarında da aynı hususların benimsenmiş olmasına göre, Hukuk Genel Kurulu`nca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır.

Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.

SONUÇ: Davalılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile direnme kararının BOZULMASINA, oybirliği ile karar verildi.

Y.H.G.K. 24.2.2010 E.2010/19-67 – K.2010/99