Mesajı Okuyun
Old 11-08-2006, 23:35   #10
Av. Can DOĞANEL

 
Varsayılan

Sn. selimbalku tartışma sonucunda bir sonuç elde edecek, birşeyler öğrenebileceksek tartışmanın uzaması gibi bir endişeniz olmasın lütfen. Elbetteki ortaya koyduklarımız şahsi fikirlerimizdir ve hepimizin kendine ait bir fikri vardır. Ne olursa olsun bu fikirlerin karşılaşması insana çok şey katıyor.

Sorunuza gelince bu husus 1136 sayılı Avukatlık Kanununun 164/son maddesinde
Alıntı:
Dava sonunda, kararla tarifeye dayanılarak karşı tarafa yüklenecek vekalet ücreti avukata aittir. Bu ücret, iş sahibinin borcu nedeniyle takas ve mahsup edilemez, haczedilemez.
hükmü yer almaktadır. Bu hüküm sanırım yeterince açık. Ayrıca Medeni Usul Hukuku dersinde de (Baki Kuru'nun kitabından işledik) konunun böyle anlatıldığını dün gibi hatırlıyorum. Bu pratikte geçerli olan uygulama.
Bu hukuk mantığına hakkaniyete ne kadar uygun derseniz. Orada size katılırım. Biraz da iğne/çuvaldız ilişkisine girmemiz gerekir. Esasen Yargılama Giderleri arasında sayılan vekalet ücretinin sizin de dediğiniz gibi karşı taraf yüzünden avukat tutmaya zorlanmış olan asile ait olması gerekir. Ancak artık TBMM'deki avukat hegamonyası mı dersiniz? Yoksa piyasada vatandaşın davayı kazan parayı sonra al dayatmasının bir zorlaması mı dersiniz? Avukatlık Kanunu bu şekilde HUMK'a aykırı bir hüküm getirmiş bir kere. Esasen Yargılama giderlerinden olan vekalet ücretinin asile değil vekile ait olması yönünde bir düzenleme yapılmış ve uygulama buna paralel olarak sürüyor. Bir de işin şu tarafı var ki Avukatın davayı kazanmak yönünde daha büyük şevkle çalışmasını sağlayan bir prim gibi düşünülür ve yıllarca süren davaların sonunda alınan özellikle maktu ücretlerin o dava için yapılmış git-gel, fotokopi, benzin vs. masraflara ancak yeteceği düşünülürse bir yönüyle de hakkaniyete uygun denilebilir. Nisbi vekalet ücretli davalarda ise zaten meblağ büyükse müvekkilin ilk anda peşinen bu kadar büyük parayı ödediğine pek rastlanmıyor. İş hep dava sonuna kaldığından dava sonunda elde edilecek yüksek vekalet ücreti de o davayı kabul etmek için önemli bir neden oluyor. Neticede kafasını gözünü yara yara hakkaniyetli bir sonuca varılıyor. Yani bir nevi alan razı veren razı durumu var. Son olarak şunu da belirteyim yukarıdaki madde hükmüne aykırı sözleşme hukuken caizdir. Uygulama ve Yargıtay Kararları bu yönde umarım sorunuzu doğru anlamış ve cevabımı doğru açıklayabilmişimdir.