Mesajı Okuyun
Old 14-09-2011, 22:38   #5
Av. Caner Arıcı

 
Varsayılan

Sayın aykutyiğit;

Hile hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil davaları, hilenin öğrenildiği tarihten itibaren "1 yıllık hak düşürücü süreye" tabidir...

T.C
YARGITAY 1.HUKUK DAİRESİ
2004 / 2296 - 5200 Esas Karar

Taraflar arasında görülen davada;
Davacı,maliki bulunduğu dava konusu taşınmazının davalının hilesi sonucu satış şeklinde davalı adına tescil edildiğini ileri sürerek tapunun iptaline ve adına tesciline karar verilmesini istemiştir.
Davalı, davanın 1 yıllık hak düşürücü süre içinde açılmadığını bildirip davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece,1 yıllık hak düşürücü sürenin geçmesinden sonra açıldığı gerekçesiyle davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmiştir.
Karar,davacı vekili tarafından süresinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla; duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla,duruşma günü olarak saptanan 4.5.2004 Salı günü saat 9.15 de Daireye gelmeleri için taraf vekillerine tebligat yapıldığı halde gelmedikleri anlaşıldı,incelemenin dosya üzerinde yapılmasına,süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra,bilahare Tetkik Hakimi raporu okundu,düşüncesi alındı,dosya incelendi,gereği düşünüldü:
-KARAR-
Dava,hile hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir. Mahkemece,hak düşürücü süre geçtikten sonra açıldığından söz edilerek davanın reddine karar verilmiştir.
Dosya içeriğinden,toplanan delillerden;17 parsel sayılı taşınmazdaki 3 nolu meskenin kayden davacı adına kayıtlı iken 3.11.1998 tarihli akitle ve satış yolu ile davalıya temlik edildiği anlaşılmaktadır.Davacı,anılan temliki işlemin kredi alınmak için teminat gösterilmek amacı ile gerçekleştirildiğini zannettiğini;kandırılması sonucu satış işleminin gerçekleştirildiğini ileri sürmüştür. Bilindiği üzere; hile,genel olarak bir kimseyi irade beyanında bulunmaya,özellikle sözleşme yapmaya sevketmek için onda kasten hatalı bir kanı uyandırmak,veya esasen var olan hatalı bir kanıyı koruma yahut devamını sağlamak şeklinde tanımlanır. Hata da yanılma hilede yanıltma söz konusudur.B.K'nun 28/l maddesinde açıklandığı üzere taraflardan biri diğer tarafın kasıtlı aldatmasıyla sözleşme yapmaya yöneltilmişse hata esaslı olmasa bile aldatılan taraf için sözleşme bağlayıcı sayılamaz. Değinilen koşulların varlığı halinde aldatılan taraf hakkını kullanmak suretiyle hukuki ilişkiyi geçmişe etkili (makable Şamil) olarak ortadan kaldırabilir ve verdiği şeyi geri isteyebilir. Öte yandan,hile her türlü delille ispat edilebileceği gibi iptal hakkının kullanılması hiç bir şekle bağlı değildir.Hilenin öğrenildiği tarihten itibaren bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde karşı tarafa yöneltilecek bir irade açıklaması, defi yahut dava yoluyla da kullanılabilir.
Somut olayda,davacı hile olgusuna 2002 yılının beşinci ayının sonunda ıttıla kesbettiğini bildirmiş,bu yolda deliller ibraz etmiş,ne var ki,mahkemece bu husus üzerinde durulmamış,davacı delilleri toplanmamış ve ıttıla zamanı belirlenmemiştir.
Hal böyle olunca,yukarıda açıklanan ilke ve olgular gözetilmek suretiyle davacının hileye ıttıla tarihinin saptanması ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken,yazılı olduğu üzere davanın reddine hükmedilmesi doğru değildir.Davacının temyiz itirazları yerindedir.Kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerden ötürü H.U.M.K.'nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine,4.5.2004 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.