Mesajı Okuyun
Old 06-10-2012, 13:48   #5
Av.Tuğba Elmas

 
Varsayılan

T.C. YARGITAY

6.Hukuk Dairesi
Esas: 2008/6688
Karar: 2008/9234
Karar Tarihi: 14.07.2008


İTİRAZIN KISMEN KALDIRILMASI İSTEMİ - İFLAS KARARININ KESİNLEŞİP KESİNLEŞMEDİĞİ BELİRLENEREK OLUŞAN DURUMA GÖRE BİR KARAR VERİLMESİ GEREĞİ

ÖZET: İflas kararının kesinleşip kesinleşmediği belirlenerek oluşan duruma göre bir karar verilmesi gerekir.

(2004 S. K. m. 193, 194)

Dava: İcra mahkemesince verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı karar davacı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü.

Karar: Davacı alacaklı tarafından davalı borçlu hakkında kira alacağının tahsili amacıyla başlatılan icra takibi nedeniyle düzenlenen ödeme emrine davalı borçlunun yasal süresinde itiraz etmesi üzerine, davacı alacaklı icra mahkemesine başvurarak itirazın kısmen kaldırılması, takibin devamı ve tazminat isteminde bulunmuştur. Mahkemece, istemin kısmen kabulü ile takibin 62.171,00YTL üzerinden devamına karar verilmiş olup, karar davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Davacı vekili, dava dilekçesinde, müvekkilinin kiracısı olan davalının kira bedellerini ödemediğinden hakkında icra takibi yapıldığını, iflasının ertelenmesine karar verildiğinden bahisle itiraz edildiğini, takibin erteleme süresinin dolmasından sonra başlatıldığını belirterek itirazın kısmen iptali ile %40’tan aşağı olmamak üzere tazminata hükmedilmesini istemiştir. Davalı, davaya cevap vermemiş, savunma yapmamıştır.

Hukuk davalarının tatilini düzenleyen İ.İ.K. nun 194. maddesi, <acele haller müstesna olmak üzere müflisin davacı ve davalı olduğu hukuk davaları durur ve ancak alacaklıların ikinci toplantısından 10 gün sonra devam olunabilir> hükmünü taşımaktadır. Madde hükmünden açıkça anlaşıldığı üzere acele haller ayrık tutulmuştur. Gerek uygulamada gerekse öğretide tahliye davalarının acele davalardan olduğu tartışmasız ise de kira alacağı acele haller arasında sayılmamıştır. Bu yasal düzenlenme karşısında, ikinci alacaklılar toplantısında uyuşmazlık konusu alacağın kabulü halinde davanın konusu kalmayacak, aksi halde davaya kayıt kabul davası olarak devam edilebilecektir. Aynı yasanın 193 ncü maddesinde ise, iflasın açılması ile borçlu aleyhine haciz yoluyla yapılan takiplerin duracağı, iflas kararının kesinleşmesi ile bu takiplerin düşeceği belirtilmiştir. Bu durumda davalı hakkında verilen iflas kararının kesinleşmesiyle davanın dayandığı takip düşeceğinden ortada geçerli bir takibin bulunduğundan sözedilemez. Öte yandan, davalı borçlu takipten sonra iflas ettiğine göre, müflis davalı yerine iflas idaresine duruşma gün ve saatini bildirir tebligat çıkarılıp yöntemince yargılamaya dahil edilmesi gerekir.

Olayımıza gelince; Taraflar arasında 01.06.2004 başlangıç tarihli ve bir yıl süreli kira sözleşmesi bulunduğu hususunda bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. Davalı kiracının İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 23.03.2006 tarih ve 2005/965 E. 2006/140 K. sayılı ilamı ile 23.03.2006 saat 15.05 itibari ile iflasının bir yıl süre ile ertelenmesine karar verilmiştir. Davacı vekili tarafından kira bedellerinin ödenmemesi nedeniyle iflasın ertelenmesine ilişkin sürenin dolmasından sonra 26.03.2007 tarihinde başlatılan ilamsız takiplere ilişkin ödeme emrine borçlu tarafından 16.04.2007 tarihinde itiraz edilmesi üzerine açılan itirazın kaldırılması davası devam ederken İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesinin 26.07.2007 tarih ve 2005/ 965 E. 500 K. sayılı kararıyla borçlu kiracının iflasına karar verilmiş olup, kararın kesinleşip kesinleşmediği anlaşılamamaktadır.

O halde mahkemece, yukarıda anılan ilkeler gözetilmek suretiyle iflas kararının kesinleşip kesinleşmediği belirlenerek oluşan duruma göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde davalının iflas ettiği gözardı edilerek itirazın kısmen kabulü ile takibin devamına kararı verilmesi doğru olmadığından kararın bozulması gerekmiştir.

Sonuç: Kararın yukarıda açıklanan nedenle BOZULMASINA, bozma sebebine göre davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 14.07.2008 tarihinde oybirliği ile karar verildi. (¤¤)

Sinerji Mevzuat ve İçtihat Programı

Sayın meslektaşım, ne yazık ki doğrudan tahliye ile ilgili bir içtihat bulamadım. Umarım yardımcı olur.