Mesajı Okuyun
Old 23-10-2023, 14:40   #4
Av. Erdem Akçay

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan norrinradd
Merhaba, teşekkürler öncelikle. Soruşturma ve kovuşturma yok.

idari bir yaptırım uygulanmasını sağlamak için“ kısmına aklım takılıyor. Koruma kararıyla önceliyici tedbir uygulanmasını sağlamak: bir idari yaptırım uygulanmasını sağlamak demek olmuyor mu?


Meslektaşım değindiğiniz nokta önemli. Aklıma gelmemişti.

Yasa tedbir kararının hâkim, kolluk görevlileri ve mülkî amirler tarafından verilebileceğini söylüyor(2/ğ). Tedbir kararı(koruyucu ya da önleyici) hakim tarafından veirlirse zaten sorun yok. Karar, adli bir karardır.

Karar kolluk görevlileri veya mülkî amirler tarafından veirlirse, idari bir karardır. Buradaki kolluktan kasıt adli değil idari kolluktur. Şurada açıklanmış(Arş. Gör. Damla Özden ÇELT, sy. 116-119).

Alıntı:
Şayet, kolluğun eylem ve işlemi yalnızca mağduru koruma amacıyla bir takım tedbir ve önlemlerin alınmasından ibaretse idari kolluk faaliyetinden, failin ve suçun ortaya çıkarılmasına ilişkin ise adli kolluk faaliyetinden söz edilecektir.
...
Ancak her ne kadar Adli Kolluk Yönetmeliği’nde belirtilen hükümle paralel olarak kolluk amiri tespit edilmiş olsa da 6284 sayılı Kanun kapsamında yapılan eylem ve işlemler adli kolluk faaliyeti olarak değerlendirilmeyecektir. Zira 6284 sayılı Kanun bir ceza kanunu olmayıp, ceza hukukuna ilişkin hükümler içermemektedir.


Ancak madde 3'te yer alan mülkî amir tarafından verilecek koruyucu tedbir kararlarına(bazılarını kolluk amiri de verebiliyor) baktığımızda, madde başlığından da anlaşılacağı üzere sadece koruma talep edenle ilgili düzenlemeler içeriyor. Şikayet edilenle ilgili bir karar zaten verilemiyor. TCK m.267/'de şikayet edilen hakkındaki idari yaptırımdan bahsedildiği için iftira suçu oluşmaz.

Şikayet edilenle ilgili yaptırımlar ise hakim tarafından verilebilen önleyici tedbirlerde yer alıyor(m.5).

Dolayısıyla TCK m.267/1 kapsamındaki "idari bir yaptırım uygulanmasını sağlamak için bir kimseye hukuka aykırı bir fiil isnat"ı için tedbir kararını hakimin vermiş olması lazım. Belirttiğim gibi hakimin kararı da idari değil, adli bir karardır.

Tabii burada şu husus da ortaya çıkıyor. TCK m.86/3-a'da yer alan kasten yaralama, şikayete bağlı olmayan bir suç. Bu durumu öğrenen hakimin resen suç duyurusunda bulunması gerekir. Eğer bu yola gidilirse, iftira suçu gündeme gelebilecektir. Zira soruşturma başlatılacaktır.