Mesajı Okuyun
Old 17-06-2008, 12:17   #4
Avukat Semiha

 
Varsayılan

Merhaba avhilal
"Boşanma ile müvekkil anne ve küçük çocuk için tedbir ve 125 TL iştirak nafakasına hükmedilmiştir." şeklinde başlayan cümle ile tam ne demek istediğiniz açık değil. Bu konuda avfatih arkadaşımıza katılıyorum.

Boşanma kararını veren mahkeme iştirak nafakası bakımından adlandırmayı doğru yapmış, fakat kadına verilecek yoksulluk nafakası bakımından adlandırmayı acaba tedbir nafakası olarak sehven hatalı yazmış olabilirmi diye düşünüyorum. Hükmü veren mahkemeden HUMK 455. madde gereği "hükmün açıklanmasını" talep edebilirsiniz. Açık olmayan hüküm fıkrası bu şekilde sarih hale getirilebilir. Eğer adlandırma bu yolla düzeltilebilirse yoksulluk nafakası bakımından artık zamanaşımının geçmesi gibi bir durum oluşmaz, artırılması için doğrudan dava açarsınız.

Ama hükümde yoksulluk nafakası bakımından karar verilmemiş ise TMK 178. maddede belirtili zamanaşımı; açmayı düşündüğünüz nafaka davası bakımından gözönünde tutulacaktır. Ancak bu bir def'idir. Yani karşı tarafın esasa cevap müddeti(10 gün) içinde bunu yazılı olarak ileri sürmesi ile mahkeme inceler, re'sen incelemeye tabi tutulamaz.

Şu hususu da incelemenizi öneririm. Boşanma dosyası kapsamında "yoksulluk nafakası talebim yoktur" türünde bir beyan ayrıca açmayı düşündüğünüz nafaka davasını engeller. Bu konuda müvekkilinizin beyanları ile yetinmeyerek bizzat dosyayı incelemenizi öneriyorum.

Yoksulluk nafakası bakımından dava zamanaşımı geçmiş olsa bile yinede dava açmalısınız diye düşünüyorum. Belki nafaka talep ettiğiniz şahıs zamanaşımı bakımından savunma yapmaz veya cevap müddeti içerisinde yapmaz veya zamanaşımı gibi bir def'i hakkı olduğunu dahi bilmiyor olabilir. Denemeye değer diye düşünüyorum. Ancak açılacak dava bakımından tüm riskleri müvekkilinize açıklamalısınız, eski eşin zamanaşımını ileri sürmesi halinde davanın ilerleyemeyeceği, yargılama gideri ve avukatlık ücreti gibi ödeme yükümleri altına girebileceği hakkında iyice aydınlanmasını sağlayınız. Ama davayı kazanması halinde ileriye dönük maddi rahatlığa kavuşacağını da hatırlatarak davanın iyi yönleride hatırlatılabilir tabiki.
Sevgili meslektaşım, müvekkilinize dava ile ilgili yaptığınız risk değerlendirmesini yazılı görüşme tutanağı şeklinde hazırlayarak imzalatınız diyorum. Sizi sonradan sorumlu tutmasını, dava zamanaşımı konusunda onu aydınlatmadığınızı ihmalkar davrandığınızı iddia etmesini istemem. Yazılı beyanı üzerine dava açarsanız kendinizide korumuş olursunuz diye düşünüyorum.

Selamlar...