Mesajı Okuyun
Old 18-09-2009, 13:18   #1
Av.Özlem Ay Bilgin

 
Varsayılan İştirak Nafakasının Ödenmemesi Nedeniyle İCM'YE Şikayet ve Kesinleşme Sorunu

Herkese İyi Günler,
Anlaşmalı bir şekilde eşinden boşanan ve nafaka, tazminat talep etmemiş olan müvekkilim, velayeti kendisinde bulunan müşterek çocukları için daha sonra iştirak nafakası talep etmiştir.Mahkeme hükümle birlikte iştirak nafakasına hükmetmiş, karar karşı tarafça temyiz edilmiştir.
Biz karar kesinleşmeden iştirak nafakasını takibe koyduk ve borçlu nafakayı ödemedi. İ.İ.K m 344'e göre icra ceza mahkemesine hapis cezasıyla cezalandırılması için şikayet etmeyi düşünüyorduk, ancak araştırma yaparken kesinleşmemiş iştirak nafakası borçlarının ödenmemesi halinde hapis cezası verilemeyeceği yönünde bazı Yargıtay içtihatlarına rastladım, sitede de bu yönde paylaşılmış görüşler var. Bu kararların bir kısmını ekliyorum, ancak kesinleşmemiş ve ara kararı ile verilen tedbir nafakasının ödenmemesi halinde bile ceza verilmesi mümkün iken, hükümle birlikte takdir edilen iştirak nafakasının kesinleşmeden ceza verilemeyeceği hususu beni çok tereddüte düşürdü. Tabii bulduğum kararların da, İ.İ.K. m.344'te 2005 yılında değişiklik yapılmasından önce olması da şüphelerimi arttırdı.
Bu konuda kesin bilgi sahibi olan meslektaşların fikir ve tecrübelerini benimle paylaşmalarını bekleyorum. Herkese şimdiden çok teşekkürler.



ÖZET : İcra ve İflas Yasasının 344. maddesinde düzenlenen ve şikayete tabi bulunan nafaka hükmüne uymamak suçunun oluşabilmesi için, nafaka ödenmesinin kesinleşmiş bir mahkeme kararına dayanması, aylık nafakanın tahsili için icra takibine başlanılmış ve icra emrinin borçlu-sanığa tebliğ edilmiş olması, borçlunun ilamda yazılı ödeme koşullarına uymaması, aylık nafakaya hükmedilmesi halinde icra emrinin tebliği ile şikayet tarihi arasında işlemiş en az bir aylık cari nafaka borcunun bulunması, borçlu-sanık tarafından nafakanın kaldırılması veya azaltılması hususunda açılmış bir davanın bulunmaması, dava açılmış ise sonuçlanmış olması ve şikayet hakkının suçun işlendiğinin öğrenilmesinden itibaren 3 ay ve her halde işlenmesinden itibaren 1 yıl içinde kullanılması gerekmektedir.



CG 00 <> E: 2003/16-5 <> K: 2003/26 <> T: 11.03.2003

* NAFAKA BORCUNU ÖDEMEME
* CEZA GENEL KURULU İNCELEMESİ

Özel Dairece incelenmeyen bir hususun doğrudan doğruya ve ilk defa Ceza Genel Kurulunca ele alınması olanaksızdır.

(1412 sayılı CMUK. m. 326) (2004 sayılı İİK. m. 344)

Nafaka borcunu ödememek suçundan sanık Murat'IN İİY.nın 344 ve TCY.nın 81/2. maddeleri uyarınca 11 tarih hafif hapis cezası ile cezalandırılmasına ilişkin, Develi İcra Ceza Mahkemesince verilen 15.10.2001 tarih ve 75/76 s. hüküm, sanığın temyizi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 16. Hukuk Dairesince 2.5.2002 tarih ve 4071-3881 sayı ile;

"Takibe konu nafaka ilamının kesinleşip kesinleşmediği araştırılıp sonucuna göre karar vermek gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi" isabetsizliğinden bozulmuştur.

Yerel Mahkeme ise 5.6.2002 tarih ve 13-16 sayı ile;

Develi Asliye Hukuk Mahkemesinin 2000/301 ve 2001/334 karar s. ilamlarının kesinleştiği ve dosya arasında bulunduğu, 2000/301 no.lu kararın şikayet gününden önce 30.11.2000 tarihinde, 334 no.lu kararın ise 2.8.2001 gününde kesinleştiği ve kesinleşmiş ilamların dosyada bulunduğu, sanığın 2000/300 karar s. ilam ile hükmedilip kesinleşen aylık 60 milyon nafaka ile bu nafakanın 40 milyon TL. arttırılarak 100 milyon liraya çıkarılmasına ait 2001/334 s. kesinleşmiş ilamlar sebebiyle hakkında başlatılan icra takibine rağmen borcunu ödemediği gerekçesi ile ilk hükümde direnmiştir.

Bu hükmün de sanık tarafından temyizi üzerine dosya, Yargıtay C.Başsavcılığının "bozma" istekli 26.12.2002 tarih ve 110430 s. tebliğnamesi ile Birinci Başkanlığa gönderilmekle, Ceza Genel Kurulunca okundu, gereği konuşulup düşünüldü.

CEZA GENEL KURULU KARARI

Ceza Genel Kurulunun duraksamasız uygulamalarına göre, bozma kararı doğrultusunda işlem yapmak, yeni kanıtlara dayanmak, ilk kararda yer almayan yeni ve değişik gerekçelerle hüküm kurmak, özde direnme kararı olmayıp, bozmaya eylemli uyma sonucu verilen yeni bir karardır. Bu nitelikte bir karara karşı yasayoluna başvurulduğunda temyiz incelemesi Özel Dairece yapılmalıdır.

Özel Dairenin görüşü bellidir, tekrar inceleme yapılmasının davayı uzatacağı gibi bir görüş de ileri sürülemez. Çünkü Özel Dairenin görüşünde her zaman değişiklik olabileceği gibi davaların uzamasını önlemek amacıyla da olsa Yargılama Kanununun buyurucu nitelikteki hükümleri göz ardı edilemez.

İncelenen dosyada; Yerel Mahkemece kesinleşmiş ilamların dosyada olduğu belirtilerek ilk hükümde direnilmiş ise de; Develi Asliye Hukuk Mahkemesinin 15.6.2000 tarih ve 192/301 sayılı, 11.6.2001 tarih ve 207/334 s. nafaka bağlanmasına ve nafakanın arttırılmasına ait kesinleşmiş ilamlarının bozmadan sonra dosyaya konulduğu ve direnme hükmüne dayanak alındığı anlaşılmaktadır. Direnme kararına dayanak yapılan ve ilk kez tartışılan hususlar ile yeni ve değişik açıklamalar Özel Dairece denetlenmemiş, bu husustaki görüşü kararda yer almamıştır. Özel Dairece incelenmeyen bir hususun doğrudan doğruya ve ilk defa Ceza Genel Kurulunca ele alınması olanaksız olduğundan saptanan bu eylemli uyma sebebiyle dosyanın incelenmek üzere Özel Daireye gönderilmesine karar verilmelidir.

SONUÇ : Açıklanan nedenlerle; Yerel Mahkemenin son kararı bozmaya eylemli uyma niteliğinde olduğundan, dosyanın temyiz incelemesi yapılması için Yargıtay 16. Hukuk Dairesine gönderilmek üzere, Yargıtay C.Başsavcılığına tevdiine, 11.3.2003 günü oybirliğiyle karar verildi.

Kaynak: Corpus


HD 16 <> E: 2002/155 <> K: 2002/131 <> T: 25.01.2002

* NAFAKA BORCUNU ÖDEMEMEK
* NAFAKA İLAMI
* ŞİKAYET TARİHİ

Takibin dayanağı nafaka ilamının şikayet gününde kesinleşip kesinleşmediğinin araştırılmaksızın mahkumiyet hükümü kurulması hatalıdır.

(2004 sayılı İİK. m. 344)

Nafaka borcunu ödememek suçundan sanık Bahri Ö´ün İİK.nun 344. maddesi gereğince 10 tarih hafif hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verilmiş, hüküm kanuni süresi içinde sanık tarafından temyiz edildiğinden Yargıtay C.Başsavcılığının bozma istemli tebliğnamesiyle dosya Daireye gönderilmiş olmakla, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okunup GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:

Takibin dayanağı nafaka ilamının şikayet gününde kesinleşip kesinleşmediğinin araştırılmaksızın yazılı biçimde mahkumiyet hükümü kurulması isabetsiz olup, temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün istek gibi BOZULMASINA 25.1.2002 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Kaynak: C o r p u s