Mesajı Okuyun
Old 30-03-2009, 22:49   #7
serhat-27

 
Varsayılan içtihat

T.C.
YARGITAY
21. Hukuk Dairesi
E: 2006/3653
K: 2006/3082
T: 28.03.2006
  • GÖREV
İçtihat Özeti : İş mahkemesinin görevli olabilmesi için, uyuşmazlığın taraflarının işçi ve işveren veya işveren vekili olması, uyuşmazlığın iş sözleşmesinden veya İş Kanunundan kaynaklanması şarttır. Mahkemelerin görevleri kamu düzeni ile ilgili olup, kıyas veya yorum yolu ile genişletilemez veya değiştirilemez.
(5521 s. İMK m. 1)
Davacı, iş kazasından doğan haksız eylem nedeniyle kusur oranına göre alacağının tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün, davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve tetkik hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
Dava, tacirler arası haksız eyleme dayalı rücuen alacak istemine ilişkindir.
5521 sayılı Yasa'nın 1. maddesinde işçiyle işveren veya işveren vekili arasında iş aktinden veya İş Kanununa dayanan her türlü hak iddialarından doğan hukuk uyuşmazlıklarının İş Mahkemelerinin de çözümleneceği hükmü öngörülmüştür. Madde de belirtildiği üzere, İş Mahkemesinin görevli olabilmesi için uyuşmazlığın tarafların işçi ve işveren veya işveren vekili olması, uyuşmazlığın iş sözleşmesinden veya İş Kanunundan kaynaklanması koşuldur. Mahkemelerin görevi kamu düzeni ile ilgili olup kıyas veya yorum yolu ile genişletilemez yahut değiştirilemez.
Dosyadaki bilgi ve belgelerin tetkikinden davacı şirketin işçisi olan Adnan davalı şirkete ait fabrika binasının çatısına telefon bağlamak üzere çıktığında önceden çatının davalı şirket tarafından çelik kontrüksiyon ilave yapılarak yükseltilmesi sonucu yüksek gerilim hattına yaklaştırılması sebebiyle enerji hattı teline başının temas edip yüksek gerilime yakalanarak vefat ettiği, ölen işçinin yakınlarının davacı şirkete karşı açtığı tazminat davası ile S.S.K.'nun ölen işçinin haksahiplerine iş kazası kolundan bağladığı aylığın peşin sermaye değerinin rücü'an tahsili için açtığı dava sonucu davacı şirketin ödediği giderim tutarının davalı şirketin kusuruna isabet eden bölümünün alınması istemi ile Yalova Asliye Hukuk Mahkemesine bu davayı açtığı anlaşılmaktadır.
Somut olayda, taraflar arasında işçi işveren ilişkisi bulunmadığı gibi uyuşmazlık iş sözleşmesinden veya İş Kanunundan da kaynaklanmamaktadır. Kural olarak rücu hakkına dayanılarak açılan alacak davaları hukuk mahkemelerinde görülür. Davanın Sulh Hukuk yada Asliye Hukuk Mahkemesinin görevine girip girmediği ise alacak miktarına göre belli edilir. Nitekim dava Asliye Hukuk Mahkemesinde açılmış, 24.06.2002 tarihli hüküm Asliye Hukuk Mahkemesince verilmiş, Yargıtay 11. Hukuk dairesinin usule ilişkin 25.09.2003 tarihli bozma kararından sonrada yargılamaya Asliye Hukuk Mahkemesi sıfatıyla devam olunmakla birlikte mahkemece görevsizlik kararı dahi verilmeden hüküm İş Mahkemesi sıfatıyla verilmiştir.
Mahkemece yukarıda açıklanan maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğu gözetilmeksizin usule aykırı olarak İş Mahkemesi sıfatıyla karar verilmesi isabetsiz olup bozma nedenidir.
O halde, davalının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli, bozma nedenine göre sair hususlar incelenmeksizin karar bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle (BOZULMASINA), bozma nedenine göre davalı vekilinin diğer itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına