Mesajı Okuyun
Old 26-11-2006, 01:54   #8
Gemici

 
Varsayılan

Hangi Coğrafya?

Yaşanılan coğrafi bölgenin insanlar üzerinde belirli bir etki yaptığı, yaşanılan yerin ova veya dağlık oluşunun insanı sert veya yumuşak mizaçlı yaptığını biryerlerde okumuştum, yanılmıyorsam. Bunun dışında "Yaşadığın COĞRAFYADA eğitimin süresince karşılaştığın kareleri bize yazman,oralardaki KADIN ile kentlerdeki kadın misyonlarını yan yana koyarak işe başlamanı öneriririm." alıntısındaki Yaşadığın COĞRAFYADA kavramına bir anlam veremiyorum.

Nedir yaşanılan coğrafya?

"adı geçen yerde üç bin civarında randevu evi olduğu ifade edilmektedir." alıntısından kast edilen nedir, onu da anlıyamadım.

"Yaşanılan coğrafya" veya "adı geçen yer" kavramlarından anlaşılması gereken belirli bir kültür çevresinin ve belirli bir yörenin çağdışı ahlak ve değer kavramları mıdır yoksa?

Eğer böyle ise utanması gereken ve şapkasını önüne koyup kendi kendisi ile hesaplaşması gereken kimdir sizce?

Yöre halkı mı, yoksa batısı başka,doğusu başka olan Türkiye mi?

Hangi ülkenin vatandaşları acaba söz konusu kimseler, doğuda yaşıyanlar bu ülkenin vatandaşları değil mi?

İnsanlık ve çağdışı törelerin, örf ve adetlerin kaynağı olarak "yaşanılan coğrafyayı" keşfetmek, sırf orada yaşıyanlara parmağımızı uzatıp "suçlu sensin" demek Türkiye'yi sorumluluğundan kurtarır mı? Bu türden olaylar sadece belirli bir yörenin veya yörelerin yaşanılan coğrafyasında mı gerçekleşiyor?

Suçlu kim acaba sizce?

Yıllar yılı, yola, suya, elektriğe, okula muhtaç olanlar mı? Gelecğinin garantisini, doğru dürüst bir soyal güvencesi olmadığı için, yaşlılık günlerinde kendisine bakabilecek sayıda çocuk yapmada görenler mi?

Yoksa, oraları bir oy ambarı olarak gören ve seçimden seçime oralara gidip, beylerin ve ağaların yardımı ile oy istiyenler ve cahil bıraktıkları seçmeni bir çift çizme veya biraz un vererek kandıranlar mı?

Hoşumuza gitmeyen, çağdışı ve insanlıkla bağdaşmıyan olaylara bir çözüm getirmek istiyorsak, herşeyden önce o olayların nedenlerini bulup ortadan kaldırmamız gerekir. Olayların nedenini bilmeden ve bulmadan çözüm getirmek olanaksızdır.



Saygılarımla