Mesajı Okuyun
Old 31-05-2008, 20:18   #55
RıFaT

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Gemici
Sayın RıFaT,

o kadar olağan bir şekilde olağan olmayan iddialarda bulunuyorsunuz ki, konu hakkında bilgisi olmayanların yazdıklarınıza inanmaması olanaksız bir yerde.

Felsefenin kıstası ve ölçüsü inançlar değil akıldır.Felsefede inançlara yer yoktur,makul olana yer vardır.Eğer inançsallaşırsa dinselleşir.

Alıntı:
Yazan Gemici
Sayın RıFaT,

Ben size ileri sürdüğünüz fikri hangi felesefe akımı ve hangi filosof öne sürüyor diye bir soru yöneltmiştim. Bu soruya açık bir cevap vermediniz ve eklemek istiyorum, veremezsiniz de, çünkü felesefede ilk olarak Gottfried Wilhelm Leibniz tarafından açık olarak ifade edilen ve fikir olarak çıkış noktası Eflatun ve Aristoteles'e varan bir cümle vardır.

Bu temel cümle şu dur: hiçbir şey nedensiz gerçekleşmez.

Almanca'da buna 'Der Satz vom zureichenden Grund' (latincesi :lat. lex rationis determinantis sive sufficientis) deniyor. Bu cümleyi Türkçe'ye 'yeterli neden cümlesi' olarak çevirebiliriz. Bu cümle klasik formal mantığın dört temel cümlesinden birisidir.

Ontolojik olarak Demokrit bu cümleyi şöyle açıklıyor:
'Hiçbir şey nedensiz gerçekleşmez, herşeyin yeterli bir nedeni vardır' ve devam ediyor: „Tek bir şey bile bir neden olmadan gerçekleşmez, herşey herhangi bir nedenden dolayı zaruri olarak gerçekleşir.“

Aynı cümle Artur Schopenhauer ve Martin Heidegger tarafından da tekrarlanmıştır.


Nedensellik Yasasını Leibinz'den yaklaşık 800 sene önce yaşamış olan Farabi,Maba'de't-Tabiat(metafizik) adlı eserinde hem açıklama getirir hem de şahsına münhasır bir felsefi sistemini de oluşturur.Yine aynı argümanı İbn-i Sina'da Maba'de't-Tabiat(metafizik) kullanır.

Nedensellik yasasını da ilk ciddi saldıyı da Gazali Tehafetü-l Felasife(Filozofların Tutarsızlığı) adlı eserinde yapar.Sözkonusu esere İbn Rüşd Tehafüt et-Tehafüt (Tutarsızlığın Tutarsızlığı) bir karşıeleştiri olarak telif eder.Bu eserde en dikkat çekici unsur bir karşıeleştiri olmasına rağmen İbn Rüşd’ün Gazali’ye göstermiş olduğu saygıdır.Düşünene yani düşünceye verilen değer.

Hem felsefenin tarihi hem de felsefenin bu topraklardan gitmesinin kabaca tarihi de budur.

Tesadüf ve şans kelimeleri anlamı arasında bir yoktur.Mefhum olarak vardır.Köken olarak şans Fransızca tesadüf ise Arapça'dır.Anlaşamamızın sebebi budur.Şans Fransızca talih,kader,baht anlamına gelir.Arapça tesadüf de aynı anlamları taşır.

Saygılarımla

Hamiş:1-Genel olarak uslubum kes(k)inlik içerir..Sebeb,felsefenin içeriğindedir.Anlamak için de yazılarımın yavaş yavaş okunması gerekir.
2-Alıntı yapmış olduğunuz cümle lafzen olmasa da manen İbn Rüşd’e aittir.