Mesajı Okuyun
Old 04-09-2007, 09:13   #45
SINIRSIZ

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan ZAFER TUNCA
sayın Sınırsız,
böyle bir davanın, sanık müdafii olarak, benim elime düşmesi için açıkçası dua ederdim. böyle cani ve aynı zamanda üçkağıtçı bir katili ancak ben mahkum ettiririm diye düşünürdüm sanırım avukatın baş görevlerinden birisi de adalete hizmettir. ben mutlak savunmaya inanmıyorum. savunma suçsuz insanların haksız yere, devletin haksız cezalandırma adaleti karşısında korumasız kalmaması için gelişmiş bir mekanizmadır. bizim gibi hukuk bilir insanlar vasıtasıyla, suçluların ortalıkta sobelenene kadar can yakması için değil hiçbir zaman müvekkiliniz sizden daha iyi hukuk bilmez. öyle olsa zaten size gelmez anlattığım nedenlerledir ki, müvekkillerinizin haklı mı haksız mı olduğunu mutlaka bilmeli ve ona göre bir yol seçmelisiniz.hukuku kötülerin elinde oyuncak yapmaya alet olacağıma, iyilerin ve masumların hilelerine katlanmayı tercih ederim
saygılarımla...

Bir avukat olarak üçkağıtçı da olsa katil de olsa bir kişiyi mahkum ettirebilmeniz için asıl koşul bu kişinin sizin müvekkiliniz olmamasıdır. Mutlak savunmaya inanmıyorsanız savunmazsınız. fakat müvekkilinizin aleyhine bir savunma yapamazsınız. Böyle bir olaya yargılama tarihinde rastlanmışmıdır bilmiyorum. müvekkiliniz aleyhine dosyada hiç bir kanıt yok,ayrıca adam suçu inkar ediyor ve Siz O'nun avukatı olarak O'nun bu suçu işlediğini açıklıyorsunuz. Müvekkiliniz bu halde size iftiradan suç duyurusunda bulunabilir. ayrıca baroya da şikayet edebilir. Örneğin parasını ödeyemediğim için bana böyle bir iftira atıyor ben masumum diyebilir. Ya da ben bunları yazmamalıyım bilemiyorum. yanlış mı anladım acaba? 'böyle bir müvekkil bana gelsin diye dua ederdim' derken 'müvekkilimi ele verirdim' demek istemiş olamazsınız heralde.
Ayrıca benim gönlüm hukukun oyuncak olmasını istemediği kadar iyilerin ve masumların hilelerine alet olmasını da istemez. Şu dünyada masum ve iyinin kim olduğu nerden belli ki hem?