Konu: Ütopya....
Mesajı Okuyun
Old 21-10-2010, 10:41   #4
uye8490

 
Varsayılan

Sonbahar...

Güz...

Veya daha şiirsel bir anlamla hazan..İçinde tatlı bir ürpermeyle karşılamaya alıştığı bu mevsim bu yıl kurşundan da ağır bir yük olarak binmişti omuzlarına.Biraz sertçe esen rüzgar, içine o bildik sıcaklık duygusunu doldurmaktan çok uzaktı.Üşütüyordu...Sonsuza kadar süreceği hissini veren bir kışın ortasına düşmüştü sanki.Dokunduğu her yer buza kesiyordu.Şairin dediği gibi bu soğukluğu, bu üşümüşlüğü,bu karların ortasında yapayalnız kalmışlığı anlatmada "kelimelerin kifayetsiz kaldığı" andı bu an.Kirli bir karanlığı üstünden parçalarcasına atmaya çalışan bir gecenin umarsız çırpınışlarını andırıyordu her hareketi.
Durmadan çalan telefon, asrın tüm felaket haberlerini o yeşil tuşa yüklemişti sanki.Parmakları bir mayına basmaktan korkar gibi dolaşıp duruyordu tuşun etrafında.Tuşa bassa ve bir bahar tazeliğindeki ses içini ısıtsa...
....
....
Bekleyişler....
Bekleyişler...
Bekleyişler....

Ne çok beklemişti son zamanlarda içini ısıtacak güzel haberleri.İnanası gelmiyordu artık hiç bir güce.Kimilerinin dua, kimilerininse pozitif enerji olarak tanımladığı o ayakta durma taktiklerini uygulamaktan artık bıkmıştı.Solan bir fotoğrafın kıvrımlarında tutsak kalmıştı artık o hiç geri döndürülemeyecek çocukluk sevinçleri...

Yine de bekledi. Beklemek,ona tonlarca ağırlığı üstünde taşıyor olma duygusunu yaşatsa da,beklemek her dakikada her anda etine zehirli bir ok olup saplansa da ,kanatsa da,beklemek için için kanayan bir yaranın kabuk bağlamasını beklemenin imkansızlığını taşısa da bekledi….Öyle ya,her gecenin sonunda pırıl pırıl bir sabah vardır demişti fi tarihinde birileri.O sabahı bekliyordu o da.Gelecekti mutlaka,gelmesi gerekiyordu.Bu kadar adaletsiz, bu kadar sağır olmamalıydı saatin tiktakları.

Karanlığa yazgılı bir düşün kıyısında çocukluk sevinçlerini büyütmeye çalışan o insandan gelecek iyi haber hiç gelmedi.

Demek,önceden verilmiş randevuların saatini belirleme güzelliğini hiç yaşamayacaktı.
Demek o son ayrılıktan önce kendisine hediye edilen el örgüsü bebeğe nasıl da sarılarak ağladığını katıla katıla gülerek hiç anlatamayacaktı.
Demek, o sevgiden,o pırıl bir gülüşten,o güzellikten ibaret olan o tepeden tırnağa insan gidiyordu.Elli altı yıl boyunca yaşamın kendisine vereceğine inandığı,sabırla beklediği o güzelliği yaşayamadan gidiyordu.Ardında bıraktığı insanın yaralarını nasıl saracağını bilemeyenlere bir yol gösteremeden gidiyordu.İlkti bu ,insanlara o sıcak elini uzatamayışının ilk resmiydi bu acı….