Mesajı Okuyun
Old 08-03-2003, 13:02   #7
uye994

 
Varsayılan

Birincisi, örnek 163 yollanmışsa ki, büyük ihtimalle öyledir, bu durumda İcra Tetkik Merciine gidemezsiniz. Gitseniz de birşey çıkaramazsınız. Çünkü imzada bir sorun olmadığına, itfa, imhal yahut zamanaşımı da olmadığına göre itirazınız reddedilir. Şu halde menfi tespit davası açmaktan başka çıkar yolunuz yok. Olaya gelince, her üç bonoda da "yetki" konusunda bir probleminiz var. Ticaret Kanununa göre "yetki" senedin hükümsüzlüğüne ilişkin bir defidir ve herkese karşı ileri sürülebilir. Dolayısıyla bu bakımdan üç bono arasında da bir fark yok. Peki bu davadan birşey çıkar mı? Olay anlattığınız gibi ise çıkmaz. Çünkü bahsettiğiniz müdür borç altına girdiği esnada yetkili müdürmüş. Bu da senedin keşide tarihine göre belli olur. Adam yetkili ise birşey yapamazsınız. Çünkü şirket payını bütün "aktif ve pasifleriyle birlikte" devralmışsınız. Bu noktada akla şu ihtimaller gelebilir: Adam payı devrettikten sonra şirketi borçlandırmış olabilir. Ancak bu durumu HUMK.290 gereğince sadece kesin delillerle ispat edebilirsiniz. Bu da biraz zor görünüyor. Veya şu ihtimal akla gelebilir: Adam yaw nasıl olsa payı devrediyorum şu şirketi de hele bi borçlandırayım demiştir. Burada da sonuç değişmez. Senet hamillerine senetleri öder sonra da eski müdüre rücu edersiniz. Tabi açacağınız davaya bu kişiyi de dahil ederseniz cebinizden para çıkmadan işi halledersiniz. Fakat teminetı vermek kaydıyla tabi. Bütün bunları bir kenara koyup başa dönersek, "yetki" mutlak bir defidir. Herkese karşı ileri sürülebilir. Şayet müdürün senetlerin keşide edildiği tarihte yetkisiz olduğunu ispat ederseniz ki bu da senetlerin keşide tarihine göre belli olur, TTK.590 gereğince müdür senetlerden şahsen mesul olur siz kurtulursunuz. Tabi olayın ayrıntılarına göre varılacak sonuçlar da değişir. Onun için profesyonel bir yardım alın.