CÜPPENİ ODAYA BIRAK, O YETER
Düzenli bir dizi izleyicisi değilim. Ancak “Muhteşem Yüzyıl”gibi birkaç diziyi izledim. Bu akşam yol yorgunluğu ile: “Vatanım Sensin” dizisinde bir sahneye takıldım. Albay Cevdet eşi Azize’den Osmanlı üniformasını istiyor. Üstünde Yunan Ordusunun Üniforması olan Cevdet, Osmanlı Üniforması gelince duygulanıyor, gözleri dalıyor,üniformasını okşamaya başlıyor…
Bu sahne beni bir kez daha”insanlar ve üniformalar” konusunda düşündürdü. Bir Öğretmenin- doktorun-eczacının önlüğü, bir askerin üniforması, bir hukukçunun cüppesini yıllarca üzerlerinde taşıdıklarını ve onlarla bütünleştiklerini, aralarında manevi bir bağ kurduklarını düşünürüm. Mesleğine saygısı olan insanlarda bu önlükler, bu üniformalar bu cüppeler tertemiz bakımlı ve ütülüdür. Emekli olunca da saklanır ve anılarda yaşarlar.
Yıllar, yıllar önce Sason ilçesinde geçici görevli idim. Hastalandım. Doktor bana Siirt’e hastaneye gitmem gerektiğini söyledi. Ben de burada benden başka Hakim yok nasıl giderim diye çaresiz söylendim. Benim gibi mesleğinin henüz başında olan ismini bile bilmediğim doktorun bana cevabını yıllardır hiç unutamadım: “Hakim bey, sizin Adliye’de asılı cüppeniz bile bize yeter”