Mesajı Okuyun
Old 16-03-2010, 11:44   #12
Sarişeker

 
Varsayılan

T.C.
YARGITAY
3. HUKUK DAİRESİ
E. 2004/6788
K. 2004/7878
T. 8.7.2004


DAVA : Dava dilekçesinde 647.000.000.- Lira tazminatın dava tarihinden işleyecek yasal faiz ve masraflarla birlikte davalı taraftan tahsili, birleştirilen davada 500.000.000.Lira maddi, 1.000.000.000.- Lira manevi tazminatın 21.5.1999 tarihinden işleyecek yasal faizi ile Ş. ve M'den tahsili istenilmiştir. Mahkemece davanın kabulü, karşı davanın kısmen kabulü cihetine gidilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir.

Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

KARAR : Davacı, Ş. ( baba ) nişanın haksız olarak bozulması nedeniyle nişan merasimi için yapılan masraflar karşılığı olarak 647.000.000 TL tazminatın davalılar S. ve babası Y'den tahsilini talep ve dava etmiştir.

Davalılar birleştirilen karşı davada bu davanın reddi ile birlikte nişanın haksız bozulmasından dolayı 1.000.000.000.-TL manevi tazminat ile nişan merasimi için yapılan 500.000.000.-TL masrafın davacı Ş. ile oğlu M'den ( nişanlı ) tahsilini talep ve dava etmişlerdir.

Mahkemece davanın kabulü, karşı davanın ise kısmen kabulü ile 99.000.000.Lira maddi, 500.000.000.- Lira manevi tazminatın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmiştir.

Hüküm taraflarca temyiz edilmiştir.

Hüküm başlığında, davalı M'nin isminin yazılmaması maddi hata olarak kabul edilmiştir.

MK'nun 85. ( TMK. 122. ) maddesine göre, nişanın bozulmasından dolayı kişilik hakkı saldırıya uğrayan taraf, kusurlu olan diğer taraftan ( nişanlıdan ) manevi tazminat olarak uygun bir miktarda bir para ödenmesini isteyebilir. Üzüntü duymak başlı başına manevi tazminatı gerektirmez. Manevi tazminat talep edebilmek için, kişilik haklarının ihlali, terkedilen nişanlının şeref ve namus duygularının yaralanmış olması veya çevresine karşı küçük düşmüş, itibarının zedelenmiş olması gerekir.

Mahkemece, bu hususlar gözetilmeksizin salt üzüntü nedeniyle manevi tazminata hükmedilmesi ve hükmedilen miktarın yasa gereği karşı taraf olarak nişanlıdan tahsili gerekirken, babanın da sorumlu tutulması doğru görülmemiştir.

Ayrıca, aynı yasanın 86. maddesi ( TMK. 122 md. ) uyarınca nişanın bozulması halinde mutad dışı hediyelerin iadesinin talep edilebileceği, yerleşmiş YARGITAY uygulamasına göre ise; kullanılmakla eskiyen ya da tüketilen eşyaların iadesine karar verilemeyeceği gözetilmeden ayakkabı ve giyim eşyası v.b. kullanılmakla eskiyen eşyaların bedeline hükmedilmesi de doğru değildir.

Bunun yanısıra, maddi tazminata dahil edilen fotoğraf çekimi, şeker, gelinlik kirası vb. giderlere ilişkin istemin, MK'nun 84. ( TMK. 120 ) maddesi kapsamında değerlendirilemeyeceği, bu nedenle reddi gerektiği düşünülmeksizin kabulü yönünde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.

SONUÇ : Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar göz önünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK'nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 08.07.2004 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

(Karar Tarihi : T. 8.7.2004)
Nişanın bozulması tek başına manevi tazminat sebebi değildir.Manevi tazminat talep edebilmek için, kişilik haklarının ihlali, terkedilen nişanlının şeref ve namus duygularının yaralanmış olması veya çevresine karşı küçük düşmüş, itibarının zedelenmiş olması gerekir

Tazminattan nişanlanan kişi sorumludur.