Mesajı Okuyun
Old 23-09-2007, 02:13   #35
yargıç isa

 
Kitap .........

Alıntı:
Adli Tıp raporu varken, "böyle bir olay varsa mutlaka beden ve ruh sağlığı bozulmuştur" diye mahkeme kendiliğinden bir kanaat oluşturamaz.

Sayın DOĞANEL'in de değindiği gibi, beden ve ruh sağlığının bozulup, bozulmadığına hakim karar veremez. Mahkeme karar verirken somut delillere bağlı olarak kanunlar çerçevesinde hüküm vermekle mükelleftir. kararı veren hakime bıraksalar, faile ömür boyu hapis verecek belki. Ama mahkeme Adli tıptan , mağdurun ruh sağlığının bozulmadığına ilişkin bir rapor almıştır ve bu rapora bağlı olarak cezayı indirmiştir. Adli tıp raporuna dayanılarak cezanın indirilmesi hukuken yerinde olarak görünmektedir.Ortada bir hukuki ayıp değilde, tıbbi yanlışlık olabilir. Tartışma konusu olacak şey varsa, raporun doğruluğudur. Tatmin edici bulunmazsa tekrar istenir. Raporda belirtilen hususlar ilgili hekimlerin kişisel kanaatleri olmadığından, veriler bilimsel olup düzene ilişikin olmadığından raporda belirtilen sonucun faturasını hukuk düzenine (uygulayıcılara) çıkarmanın yerinde olmadığı kanaatindeyim. Lakin cezanın azlığı tartışılabilir, daha fazla cezanın verilmesi gerektiği söylenebilir. Ama var olan hukuk normuna karşı ortada maddi delil varken bunun işleme konmamasının, hukuki açıdan sorun olacağı kanaatindeyim. Cezaların tayininde maddi deliller esas oluşturmaktadır.


Alıntı:
Yazan doğu akdenizli
Olayı medyadan duyduk, hepimiz çok üzüldük.Adeta kanun koyucu bir kural koyuyor, kanun uygulayanlar ise bu kuralı çiğniyor.

Bu olayda çiğnenen hukuki kuralı tespit edemedim. Kanun koyucu tarafından koyulan hangi kural ihlal edilmiştir?

saygılarımla...