Mesajı Okuyun
Old 03-04-2006, 22:25   #7
Av. Bülent Sabri Akpunar

 
Varsayılan

Sayın Özen,

Olayda arkadaşınız davalı vekili, müvekkiline karşı açılmış olan davayı tebliğden önce öğrenerek cevap dilekçesi veriyor ve hakim görevsizlik kararı veriyor.
Yargıtay davalı vekili olarak cevap dilekçesi (veya dava dilekçesi) verilmesini yargılamanın herhangi bir safhasında davaya katılmak olarak kabul etmekte ve bu durumda vekalet ücreti verilmesi gerektiğini ifade etmektedir.
Kuru'ya göre davanın açılmış sayılması için dava dilekçesinin karşı tarafa tebliğine gerek yoktur.Bu durumda, ortada açılmış bir dava var.Dava hakkında hakim, usuli bir nihai karar veriyor ve görevsizliğe hükmediyor.Görevsizlik hakkında hüküm dosya üzerinden de verilebileceğinden duruşma açılmıyor.Burada bir kaç sorun ortaya çıkıyor:
- Dava açılmış mıdır?Evet.(HMUK, doktrin)
- Usuli nihai kararlarda(görevsizlik gibi) yargılama giderleri ve yargılama giderlerinden olan vekalet ücreti kararı veren mahkemece hüküm altına alınır mı?Evet . (25.4.1945 tarih, 1944/7-1945/9 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı,HUMK m.423, 426, A.A.Ü.T. 7.Madde)
- Taraf yargılamanın herhangi bir safhasında temsil edilmiş midir? Evet.(Yargıtay kararları)
Bu olayı tartışmaya açmak istiyor ve bazı sorular sormak istiyorum.Birincisi, vekile karşı dava açılamayacağına göre asilin avukat tutup tutmayacağı bilinmeden genel vekil dava dilekçesi tebellüğ edilmeden davaya cevap dilekçesi yazabilir mi?İkincisi salt dilekçe yazılması (oturumlara katılmadan) davada temsil etmek kapsamında sayılmalı mıdır ve en azından bu durumda asgari tarifedeki dilekçe ücretinden fazlasına hükmedilmeli midir?Üçüncüsü, görevsizlik gibi bir karar sonucunda yargılama masrafına hükmedilmesi doğru mudur, zira bilindiği üzere 10 gün içinde görevli mahkemeye başvurma halinde dava devam etmiş sayılacaktır.
Teşekkür ederim