Mesajı Okuyun
Old 12-05-2003, 13:27   #3
Av.Fahri ALİMOĞLU

 
Varsayılan BENCE ANNELER GÜNÜNE KARIŞMAYIN

“Dün anneler günüydü.” Ülkenin her yanında anneler çocuklarından aldıkları küçük, büyük hediyelerle mutlu oldular.
“Bingöl’ün anneleri ise çocuklarını gece soğuktan gündüz sıcaktan korumak için çırpındı durdu.” Kol kanat gereceği çocuğunun olması en büyük hediyeydi Bingölün annelerine. Çünkü bir çok annenin sarıp sarmalayacağı, kokusunu duyduğunda yüreğinin ferahlayacağı, dokunduğunda sevgisini akıtacağı bir çocuğu yoktu artık.
“Çeltiksuyu’nda poşetler içinde alınan çocukların anneleri için dün ayrı bir mahşerdi.
Anneler meydana gelen sonuçtan en az sorumlu olması gereken insanlar olmasına rağmen bu sonuçlara en acı biçimde katlanmak da onlara düştü.
“Çalmayan, çarpmayan, hırsızlık, müteahhitlik, kontrolörlük yapmayan, ihalelere girmeyen, mecliste bile doğru dürüst temsil edilmedikleri için yapılan hırsızlığın altyapısını oluşturan yasalarda herhangi bir katkısı olmayan anneler depremin acısına en çok katlananlar oldu.&#8221 ; En çok onların yürekleri parçalandı. Kaç yaşında olursa olsun ölen her küçüğün, büyüğün önce annesi döktü gözyaşlarını çocuklarını verdikleri toprağa.
Oysa anneler yoktu bu sorumsuzluk zincirinin hiçbir yerinde.
“Sorumsuz babalar çizmişti bu tabloyu. Çürük binaların bir yerlerinde ya babaların yada baba olacakların imzası vardı.”
Etriye’ye düğümü doğru dürüst atmayan işçi babaydı. Harca 25 cm’lik taşı koyup bu harcı kolona döken işçi de babaydı. Sulamayı ihmal eden, demiri çimentoyu çalanda bir babaydı. Yada en kötü ihtimalde baba adayıydı. Ancak anne veya anne adayı değildi.
“Bir tane anne yapsatçı var mı Bingöl’de? Veya kalıpçı, veya demirci ?” Yok.
“Çürüklerin hiçbir yerinde kadın parmağı, anne parmağı yok.” Kadınlar daha çok insan bizden. Biz erkeklerden daha fazla insanlar. İnsan tanımın içinde barındırdığı kavramların bayraktarlığını kadınlar yapıyor hala. Bizler güç, para, iktidar mücadelesi içinde, insan olmanın bir çok gereğini görmezden gelerek yaşamı böylesine çirkin hale getirirken anneler sadece bizler için kaygılandılar, bizlerle birlikte sevindiler ve bizden çok üzüldüler.
Deprem anında zifir karanlıkta sarsılırken “çocuklarım” diye çığlıklar atan eşim de bir anneydi. Ben üzerimize gelen kitaplıktan korunmaya çalışırken o “çocuklarım” diye feryat ediyor çocukların odasına yetişmeye çalışıyordu.
Hava aydınlandıktan sonra girdiğimiz evde çocukların yataklarının üstüne yıkılmış duvarın karşısında şoka giren de oydu. Kırılan dökülen eşyalar hiçbir anlam ifade etmezken, ve çocuklarımızla birlikte sağ salim kurtulmuş olmamıza rağmen onların yataklarının üzerine duvarın yıkılmış olması tek başına paramparça olmasına yetmişti.
O anneydi.
Ben ise baba.
Bütün yanlışların bir yerinde mutlak olarak sorumluluğu olan binlerce babadan biriydim.
“Babalar gününün kaldırılması gerektiğine inanıyorum.” Anneler gününde bir baba olarak bunu teklif ediyorum. “Annelerin tam aksine babalar herhangi bir günü hakketmiyor ülkede.”
Bütün annelere saygılar, sevgiler sunuyorum. Keşke dünyayı siz yönetseydiniz. Keşke kadınlar yaşamın bu denli kıyısında kalmasalardı. Eminim ki dünya o zaman daha yaşanılır bir yer olurdu.