Mesajı Okuyun
Old 21-05-2010, 12:49   #5
Av.Şenel DELİGÖZ

 
Varsayılan

T.C. YARGITAY
11.Hukuk Dairesi

Esas: 2005/11957
Karar: 2007/3312
Karar Tarihi: 22.02.2007

ÖZET: Aracı dava dışı bankaya rehinli olan davacının sigorta şirketinden tazminat talebinde bulunabilmesi için öncelikle rehin hakkı sahibinin dava dışı bankanın muvafakatı olması gerekmektedir. Davacının aktif dava ehliyetine ilişkin olan bu muvafakatın varlığı, yargılamanın her aşamasından mahkemece kendiliğinden gözetilmesi gereken bir husus olduğundan anılan eksiklik giderilmeden karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir.

(4721 S. K. m. 879) (6762 S. K. m. 1292, 1299) (2918 S. K. m. 48, 95) (743 S. K. m. 794)

Dava: Taraflar arasında görülen davada Beyoğlu Asliye 2. Ticaret Mahkemesi'nce verilen 10.06.2005 tarih ve 2001/571 - 2005/217 sayılı kararın Yargıtay'ca duruşmalı olarak incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş olmakla, duruşma için belirlenen 20.02.2007 gününde davacı asil Barış Gökahmetoğlu gelip, davetiye tebliğine rağmen davacı vekili ve davalılar vekili duruşmaya gelmediğinden, temyiz dilekçesinin de süresinde verildiği anlaşıldıktan ve duruşmada hazır bulunan taraflar avukatları dinlenildikten sonra, duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakılmıştı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi Ali Orhan tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

Karar: Davacı vekili, müvekkiline ait aracı davalı sigorta şirketince kasko sigorta ile sigorta güvencesi verildiği dönemde diğer davalıya ait inşaat kazısı nedeniyle devrilerek ağır hasar gördüğü halde, her iki davalının da sorumlulukları altında olan zararı tazmin etmediklerini ileri sürerek, 26.931.462.000 TL.nın 18.02.2001 tarihinden itibaren reeskont oranı üzerinden faizi ile birlikte davalılardan tahsilini istemiştir.

Davalı sigorta şirketi vekili, sigortalı aracın yolun kazı çalışması nedeniyle trafiğe kapatıldığı yerde, kazı görevlilerinin tüm uyarılarına rağmen aşırı hızla ve alkollü olarak seyreden davacının orta refüje çarparak aracını devirmesi suretiyle kazanın oluştuğunu, görgü tanıklarının aracı davacının kullandığını belirtiklerini, hasarın poliçe genel koşulları 55. maddesi gereğince teminat dışında kaldığını, TTK.nun 1292/son maddesi gereğince de doğru ihbar yükümlülüğünü yerine getirmemiş olması nedeniyle ispat yükünün davacıya geçtiğini savunarak davanın reddini istemiştir.

Davalı Han İnşaat Ltd. vekili, kaza yerinde müvekkilinin hiçbir kazı işinin yada taahhüdünün olmadığını, aksi düşünülse dahi olay yeri, yol ve trafik durumu itibarıyla inşaat uyarılarına rağmen aşırı hızla seyreden davacının kazada tam kusurlu olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.

Mahkemece, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporu ve ceza dava dosyası içeriğine göre, kaza tutanağı imzacısı Nurettin'in görgüye dayanmayıp, beyana göre kaza tutanağının düzenlendiği, olay yerinde çalışma yapan firma elemanları Eftal ve Yunus'un beyanlarının görgüye dayalı olması, davacının ceza davasındaki beyanı, bilirkişi raporundaki davacının yara yerlerinin olay sırasında aracı davacının kullandığını gösterdiği ve alkol raporuna göre de kazadan 1 saat 5 dakika sonra kanında 212 promil alkol tespit edildiği, kaza yerinin orta refüjle bölünmüş olup, sürücünün ışıklı kavşağa yaklaşmasına, yol üzerinde çalışma levhası ve yol kapama bendi ile yolda çalışma olduğuna ilişkin işaret bulunmasının ve bayrakla da ikaz edilmesine rağmen kaza yapmasında başka bir nedenin tespit edilemediği, nörolog bilirkişi raporu ile de kazanın salt alkolün etkisi ile oluştuğunun belirlendiği bu tespitlere göre kazada davalı Han Ltd. Şti.'nin kusurunun bulunmadığı, davalı sigorta şirketinin ise kazanın alkol etkisi ile oluşması nedeniyle hasarın poliçe güvencesi dışında kaldığından sorumluluğunun olmadığı gerekçesiyle dava reddedilmiştir.

Kararı davacı vekili temyiz etmiştir.

1- Dava, davacıya ait aracın hasarlanması sonucunda oluşan zararın, kasko sigorta poliçesine dayalı olarak davalı sigorta şirketinden, haksız eyleme dayalı olarak da davalı şirketten tahsili istemine ilişkindir.

Davacıya ait aracın sigorta poliçesinde aracın, dava dışı Demirbank A.Ş. Kuşadası Şubesi lehine rehinli olduğu belirtilmiştir.

Eski MK. 794, yeni MK. 879. maddesine göre, muaccel olan sigorta tazminatı malike, ancak bütün rehinli alacaklıların rızası ile ödenebilir.

Yasanın bu düzenlemesi çerçevesinde, aracı dava dışı bankaya rehinli olan davacının sigorta şirketinden tazminat talebinde bulunabilmesi için öncelikle rehin hakkı sahibinin dava dışı bankanın muvafakatı olması gerekmektedir. Davacının aktif dava ehliyetine ilişkin olan bu muvafakatın varlığı, yargılamanın her aşamasından mahkemece kendiliğinden gözetilmesi gereken bir husus olduğundan anılan eksiklik giderilmeden karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir.

2- Kabul şekline göre de, ceza davasında alınan bilirkişi raporunda davalı şirketin 4/8, araç sürücüsünün de 4/8 oranında kusurlu olduğu belirtilmiş, sanık olan kişilerin eylemi ile atılı suçun bağlantısı olmadığı gerekçesiyle beraat kararı verilmiş, eldeki davada alınan kusur raporundan da aynı kusur oranları benimsenmiştir. Nörolog bilirkişi raporunda ise davacının araç sürücüsü olması muhtemel görülmüş ve kendisinin aldığı alkolün kaza anındaki oranı gözetilerek kusurlu olduğu kabul edilmiş, kazanın salt alkolün etkisi ile oluşup oluşmadığı konusunda net bir görüş belirtilmemiştir. Rapor bu içeriği itibarıyla Dairemizin yerleşik uygulamasına uygun ve denetlenebilir bir nitelik taşımamaktadır. O halde mahkemece kaza tutanağında saptanan kaza yerine ilişkin bulgular gözetilerek, kazanın salt alkol etkisi ile mi, yoksa başka etkenler ve bu arada gerek sürücü gerekse yüklenici davalı şirketin kusuruna bağlı olarak mı oluştuğu konusunda nörolog bilirkişi ile diğer uzman bilirkişilerden birlikte rapor alınması, ayrıca diğer tutanak mümzisinin de dinlenmesi gerekir iken, yazılı gerekçeyle eksik inceleme sonucu hüküm kurulması da doğru görülmemiştir.

Sonuç: Yukarıda açıklanan nedenlerle kararın BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 22.02.2007 tarihinde oybirliği ile karar verildi. (¤¤)

Sinerji Mevzuat ve İçtihat Programları