Mesajı Okuyun
Old 07-05-2008, 20:14   #29
Av. Şehper Ferda DEMİREL

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av. Hatun Olguner
Habibe Hanım,

Sizinle aynı fikirdeyim,yalnızca çekincelerimi paylaştım,bu haberi okuduğumdan beri olumlu kararları övmek veya övgü anlamına gelecek değerlendirmeler ve ölçüleri konusunda kararsızım. Bu bakış ta,bu vesileyle işlenip değerlendirilirse ortak fikir veya düşünce gelişir düşüncesiyle ekledim.

Bir haber daha vardı aynı konuda :


Yazar Çölaşan'ı hakim Çölaşan eleştirmişti
Geçen ay Emin Çölaşan, Tüpraş kararını veren Danıştay üyelerini öven yazısı nedeniyle eşinin de katıldığı Danıştay Başkanlar Kurulu'ndan sonra şöyle eleştirilmişti:

"Diğer yazıda kullanılan 'namuslu, onurlu, hukuku ve yurt çıkarlarını göz ardı etmeyen yargı mensupları' ifadeleri başlangıçta olumlu nitelendirme şeklinde görülse de, görevli dava dairesi ile idari Dava Daireleri Kurulu'nun bazı üyelerinin yazar tarafından olumlu nitelendirilen karara katılmamaları karşısında, bu yargıçlar için olumsuz nitelendirmeler şeklinde algılanabilmektedir."

Böylece, Emin Çölaşan, eşinin de bulunduğu kurulca ad verilmeden de olsa basın özgürlüğü sınırlarını aşmakla eleştirilmişti. (İnternethaber.com 5 Haziran 2006)


Sayın Olguner,

Eleştiri konusu yazı, övgü yöneltilenin dışında kalan yargı mensuplarını "Namussuzluk, onursuzluk, yurt çıkarlarını göz ardı etmek" vb. nitelemeleri mefhum-u muhalifinden hareketle bünyesinde barındırıyor olmakla, bu forum mesajından farklıdır.

Bu forum, yenilenen mevzuat çerçevesinde, kadın hakları konusundaki mevcut, güncel hukuki gelişmeleri, fiilen de kararına gerekçe kılarak, bir diğer ifadeyle yasanın lafzıyla ruhunu bir kararda bütünleştirerek vücudiyetini/işlerliğini gösteren/temsil eden bir karara yönelik, teşekkür belgesidir. Ne dışında kalan aykırı kararları eleştirmekte , dışlamakta ve ne de mer'i olanın eleştirisine karşın mer'i olmayan ve salt düşünce bazında verilen dayanaksız bir karara övgü niteliği, taşımamaktadır.

Geçtiğimiz günlerde bir ceza dosyamın talimat duruşmasına katıldım. Müvekkilem öyle çekingen ve kendini ifade etmekte zorlanan biriydi ki, mahalli mahkemede vereceği ifade esnasında yaşayacağı güçlüklerle, tarafları bilfiil dinleme ve görme/gözetleme olanağı bulunmayan talimat mahkemesi ifadesi arasında, ciddi anlamda bocalamaktaydım. Nihayetinde talimat duruşmasında hazır bulunduk. Yargıç öyle sorular sordu ki; müvekkilem büroma danışmak için geldiğinde sorduğum sorulardan, acabalardan, esas mahkemesinde sorulması beklenecek sorulardan, fazlası vardı, eksiği yoktu. Duruşmadan çıkarken , kendini ifade yeteneği sorunlu müvekkilemi, mahkeme salonuna karşın cok daha sakin ve rahat olan büromda, yargıç kadar güzel dinleyip, anlayamadığımı düşünüyor, öte yandan eksiksiz savunmada bulunma olanağı yaşadığımız için seviniyordum.

Duruşma "Sona erdikten sonra" , teşekkür ettim. Susmak, haksızlık olurdu.

Saygılarımla...