Mesajı Okuyun
Old 01-07-2007, 11:45   #10
Av. Şehper Ferda DEMİREL

 
Varsayılan

Doğada, doğal olanda adaletsizlik yok. Görece yanlış görünenin, bir vakit felaket gibi görünenin bile doğal düzen içinde yeri, bir varlık amacı var. Belki de insanlar doğayı anlamak konusunda ilerlediklerinde, adaletsiz sandıklarımızın pek çoğu anlaşılır olacak.

Doğallığını yetişme sürecinde kaybederek insan olma vasfında zaafiyete uğrayan insan, aynı döngüyü edinilmiş bilgileriyle yeniden saf olana dönüştürmeye çalıştığında, yani geriye doğru insanlık sınavını yeniden geçmeye çalıştığında, yaşamı düzenleyen kuralları yeniden sorguluyor, değiştiriyor, düzenliyor. Belki de.

Burada denilebilir ki diğer tüm canlılardan farklı olarak insan, içgüdü yokluğundan ötürü deneme yanılma yöntemiyle bilgiye ulaşır, öğrenme sürecini bu şekilde tamamlamak zorundadır. Hangi bitkiyi neden yememesi gerektiğini, söz gelimi zehirli olduğunu bir hayvan bilebilirken, insan bilmez. Bunun için aracılar üretir. Üretme süreci de doğallıkla işlemez, bu süreçte de kendini kayırma ihtiyacı baskındır. İşte bu baskınlık, ister en temel gereksinimler (açlık, varlık) , ister temel ihtiyaçların giderilmesine aracılık eden ikincil ihtiyaçlar için olsun, diğeri ile arasında belirli bir hakimiyet sınırının kurulmasını zorunlu kılar. Kaynaklar, sınırsız hakimiyet arzusu karşısında sınırlı, ihtiyaçlar -görece-sonsuzdur. Bu sınırları geliştirme arzusunu dizginlemeyi genellikle, insanlar, öğrenmek istemez. Sınırlar sıklıkla çakışır. Çakışmanın ötesinde, küçücük sınır ihlalleri dahi, büyük çatışmalar için kaçınılmaz.

Böyle düşünürsek, hukuk, ilk ve en temel hali ile, insan olamayan insan için var.


Saygılarımla...