Mesajı Okuyun
Old 29-06-2010, 00:26   #2
Tuğçe AYMEN

 
Varsayılan

[
Sayın Hades,

Esasında Çek Kanunu’nun yorumlanması gereken en önemli maddelerinden birini tartışmaya açtığınız için teşekkür ederim. Bu konudaki görüşlerimi sorularınızı yanıtlayarak belirtmek isterim.

Çek Kanunu m. 5/3’de “Çek hesabı sahibi gerçek kişi, kendisi adına çek düzenlemek üzere bir başkasını temsilci veya vekil olarak tayin edemez. Gerçek kişinin temsilcisi veya vekili olarak çek düzenlenmesi hâlinde, bu çekten dolayı hukukî ve cezaî sorumluluk çek hesabı sahibine aittir.” Denilmek suretiyle gerçek kişinin vekil veya temsilcisi aracılığıyla çek keşide edilmesi yasaklanmıştır. Ancak maddenin devam eden kısmında söz konusu yasaklamaya aykırı davranmanın yaptırımı sorumluluk açısından belirlenmiştir. Başka bir ifadeyle temsilci veya vekil aracılığıyla çek keşide edilmesi sonucunda çek geçersiz olmayacak sadece bu duruma sebebiyet veren gerçek kişi hem cezai hem de hukuki sorumluluğu üstlenecektir. Bence çekin geçersizliği sonucuna gidilmesi çok ağır ve kanuna aykırı bir yaptırım olacaktır. Nitekim m. 2/9 gereğince Türk Ticaret Kanunu hükümleri çerçevesinde belirtilen unsurları taşıyan bir çek geçerliliğini koruyacaktır.

Diğer yandan önemli olan bir başka nokta da, gerçek kişinin adına çek düzenlendiği her durumda mı gerçek kişinin sorumlu olacağıdır. Nitekim bu konu da katıldığım bir çek sempozyumunda oldukça tartışılmıştı ve şöyle bir sonuca ulaşılmıştı. Bu durumunda ikili bir ayrım yapılması gerektiği ve şayet gerçek kişi ile temsilci arasında geçerli bir temsil ilişkisi varsa sorumluluğun gerçek kişiye ait olacağı, yetkisiz bir temsilin (temsil yetkisinin aşılması) söz konusu olması durumunda ise gerçek kişinin sorumluluğuna gitmek hukuka aykırı olacağından bu noktada yetkisiz temsilcinin bizzat sorumlu olması gerekeceği belirtilmişti. Kaldı ki bu sonucun hukuki gerekçesi elbette ki sizin de belirttiğiniz gibi TTK m. 730/I,3’un atfıyla m. 590 olacaktır. Konuya bir de ceza hukuku açısından bakıldığında tartışma konusu iştirak hükümlerinin çeki keşide eden vekil veya temsilci açısından uygulanıp uygulanmayacağıdır. Yani iştirak hükümlerinin uygulanması suretiyle temsilci veya vekilin sorumluluğuna gidilebilecek midir? Bence burada iştirak hükümlerini uygulamak mümkün değildir. Çünkü Çek Kanunu açıkça sorumluluğu gerçek kişiye yüklemiştir. Dolayısıyla adli para cezasından sorumlu sadece gerçek kişidir. Ancak çeki keşide eden temsilci ya da vekil hakkında m. 5/4’deki güvenlik tedbirinin uygulanması gerekir.

Son olarak çek keşide edilmesine ilişkin olarak düzenlenen vekâletnamelerde değişiklik olması gerekir mi konusuna gelince, bence bunun pratik açıdan hiçbir yararı bulunmamaktadır. Sonuçta gerçek kişi sorumluluğu üstleniyorsa ve arada da geçerli bir vekâletname varsa temsilcinin ya da vekilin çek düzenlemesi sonucu değiştirmeyecektir. Alacaklı taraf için de önemli olan gerçek kişinin sorumluluğuna gitmek ise gerçek kişi zaten sorumlu olacaktır. Ancak kanunun getirdiği yasaklama sonucunda belki zamanla vekâletnamelerde içerik değişikliği olabilir. Esasında burada önemli olan husus tacir yardımcıları açısındandır. Örneğin ticari mümessil için vekâletname düzenlemeseniz bile kendisi kanunen tacir adına kambiyo taahhüdünde bulunma yetkisine sahiptir (BK m. 450/1). Nitekim değerli bir hocamın da belirttiği üzere burada söz konusu genel hükümleri yok saymak mümkün değildir. Bu durumda tacir yardımcıları çek keşide etmeye devam edecektir.

İyi Çalışmalar Dilerim