Mesajı Okuyun
Old 20-06-2008, 11:22   #3
mutlakadalet

 
Varsayılan

Hakaret fiillerinin cezalandırılmasıyla korunan hukukî değer, kişilerin şeref, haysiyet ve namusu, toplum içindeki itibarı, diğer fertler nezdindeki saygınlığıdır. Bu noktada şu hususu belirtmek gerekir ki; hakaret suçu tehlike suçu olduğundan, hakaret teşkil eden fiil dolayısıyla pasif süjenin başkaları nezdindeki saygınlığının azalması veya yok olması gerekmemektedir.

Yine pasif süjenin alınganlığı, hassasiyetleri de bu suçun oluşup oluşmadığının tayininde esas alınamaz. Hakaret suçunda önemli olan husus; hakaret fiilinin gerçekleştirildiği ortamdaki insanların çoğunluğunun kanaatine göre; pasif süjenin onur, şeref ve saygınlığının saldırıya uğramasıdır.

Şimdi hakaret teşkil ettiği iddia edilen sözleri incelersek:

Alıntı:

…vasıfsız bir soruşturma ürünü…

...sorumluluk hukuku kurallarını bilmeyen ve haberi bile olmayan bir yöntem ile hazırlanmıştır…

…bir kurumda belirtilen eylem ile istenmeyen zararlı netice ilişkisi arasındaki illiyeti bile kuramayan, kendince kursa bile nedenini hangi hukuk kurallarına bağladığını bile açıklamayan…

…kendisini Türk Milleti Adına yargılama yapmaya ve hüküm vermeye yetkili mahkemeler yerine koyarak yaptığı bir araştırma(!) ve soruşturma(!) varmış gibi.....bilirkişiler kurulu(!) denilern 3lü, konunun ehli bile olmayan birilerinden rapor adına bir belge alarak dava açmaya yeter görmüştür...
…birilerini aklama çalışması yapmış…

Alıntılamış olduğum son cümle haricindeki cümleler, iddianameyi hazırlayan savcının mesleki yetersizliğinin dile getirilmesi mahiyetindedir. Bu hususta Sayın TOROSLU, şu görüşleri savunmuştur:

Alıntı:
Nevzat TOROSLU, Ceza Hukuku Özel Kısım, Ekim 2005, s.104

Alıntı:

Bir ibarenin incitici, aşağılayıcı olup olmadığı, bu ibarenin yöneltildiği kişinin sosyal durumuna da bağlıdır. Bu itibarla örneğin, bir kimsenin belli bir disiplini bilmediğini söylemek mesleği gereği o disiplini bilmesi gereken kimse yönünden incitici, aşağılayıcı kabul edilebilir. Buna karşılık diğer kimseler yönünden durum aynı değildir. Örneğin, bir hukukçuya “fiziğin ‘f’ ‘sini bilmez” denecek olursa kendisini saldırıya uğramış hissetmez.

Kanaatimce yukarıya alıntılamış olduğum hakaret teşkil ettiği iddia edilen cümlelerden son cümle haricindeki cümleler, savcının onur, şeref ve saygınlığına saldırı mahiyetindedir. Yine son cümle bakımından da şunları söyleyebiliriz: “Savcının birilerini aklamaya çalıştığı yönündeki iddia, bir olgunun isnat edilmesidir. Bu fiil de hakaret suçuna vücut verir kanımca; ancak savcının hazırladığı iddianamede, gerçekten birilerini aklama çalışması yaptığı ispatlanırsa (örneğin; bu hususta bir ceza davası neticesinde mahkûm olursa) TCK m.127(1) (isnadın ispatı) çerçevesinde hakaret suçunun oluşmadığına hükmedilebilir.

Bu noktada şu hususu önemle arz etmek gerekir ki; söz konusu hususun ispat edilmesi, son cümle haricindeki cümleler bakımından hakaret suçunu ortadan kaldırmayacaktır. Zira söz konusu cümleler, doğrudan savcının mesleki yeterliliğine ilişkin olarak söylenmiş ve -kanaatimce- bulunulan toplum içerisinde savcının şeref, onur ve saygınlığının yaralanmasına yol açmıştır.

Söz konusu fiillerin, m.128 kapsamında mütalaa edilip edilemeyeceğini incelersek: “Her ne kadar madde gerekçesinde; ‘bulunulan somut isnatların veya yapılan olumsuz değerlendirmelerin, uyuşmazlığın çözümü açısından faydalı olması aranmamalıdır’ dense de, sınırın aşılıp aşılmadığının tayini bağlamında söz konusu fiillerin, davanın konusu ile mantıki bir bağlantı içerisinde olması gerekir. Yani olayda, hakarette bulunmaksızın savunma hakkı kullanılamayacak olmalıdır. Önemli olan husus, tahkirin savunmaya hizmet edebilmesidir. Olayda suç teşkil ettiği iddia edilen sözleri incelediğimizde, söz konusu sözlerin ve olumsuz değerlendirmelerin, savunma hakkının zorunlu bir unsuru olduğunu, bu sözler ve olumsuz değerlendirmeler olmaksızın savunma hakkının kullanılamayacağını söyleyemeyiz.” Bu bakımdan -kanaatimce- söz konusu fiiller, m.128 kapsamında mütalaa edilemeyecektir.

Son olarak hakaret teşkil ettiği iddia edilen fiillerin m.125/3-a bendi kapsamında olduğu ve ağırlaştırıcı sebebin gerçekleştiğini de ifade etmeliyim.

Saygılarımla.