Mesajı Okuyun
Old 05-11-2007, 12:06   #3
lawyer_721

 
Varsayılan

çık işin iiçinden şimdi. iki farklı karar ve zina tartışması.
1-birinci kararın tartışılacak bir tarfının olmadığını düşünüyorum. boşanma, evlilik sözleşmesinin feshiyse (ki evlilik aynı zamanda bir sözleşmedir)kadının bu davranışı karşısında boşanma kararından daha makul bir şey düşünülemez.
2-ikinci karara gelince (karar metninden olayın teferruatı belli olmamakla birlikte) katılıyorum. ancak bu tür kararlarda dikkat edilmesi gereken birkaç hususun olduğunu düşünüyorum.
-eşler evlenirken ikinci evliliği kendi arlarında konuşmuşlarsa ve bir karara (illa yazılı olması gerkmez, ispat edilme zorluğuna rağmen!) varmışlarsa; aldıkları bu karara uyulması gerekir.
-ikinci evliliğin üzerinden geçen sürenin göz önünde bulundurulması gerekir. yoksa 10 yıl önce yapılan ikinci evliliği bahane ederek açılacak boşanma davasının reddi gerekir. (kanatimce kanunda bu hususta bir boşluk var. ikinci evliliğin yapıldığı tarihten itibaren bir yıl içinde davanın açılması gerekir diye bir madde eklenebilir.) ancak iki eşlilikten kaynaklı sorunlar, şiddetli geçimsizlik ve evlilik birliğinin temelden sarsılması nedeniyle dava açılabilmeli ki bu durumda takdir mahkemenindir.
-zinanın her halukarda boşanma nedeni olarak kabul edilmesi gerekir. erkeğin zinası ile kadının zinası arasında hiç bir fark yoktur. insan olmaları hasebiyle aynı duyguları taşıdıkları bir gerçekliktir. bununla birlikte erkeğin ikinci evliliği zinayla eşdeğer olarak görülmemelidir.bu sakat bir anlayıştır.
konunun hem hukukçular hem de sosyologlar tarafından tartışılmasının faydalı olacağını düşünüyorum.