Mesajı Okuyun
Old 12-04-2011, 14:46   #4
Av. Musa TAÇYILDIZ

 
Varsayılan

madde gerekçesinin konuya ilişkin yerlerinin aynene aktarıyorum :


Bu maddede, uyuşturucu veya uyarıcı maddelerin imal ve ticareti suçuna ilişkin hükümler düzenlenmiştir. Burada uyuşturucu veya uyarıcı maddelerin nelerden ibaret bulunduğu tanımlanmadığı gibi, bunların teker teker gösterilmesi yoluna da gidilmemiştir. Bunun nedeni, uyuşturucu veya uyarıcı maddelerin ve aynı etkiyi yapan ilâç ve sentetiklerin kötüye kullanılmalarının yaptırım altına alınarak güçlü bir sosyal savunmanın sağlanmasıdır. Böylece, psikotrop madde olarak, uyuşturucu veya uyarıcı etkisi yapan ve kişilerde bağımlılık meydana getiren bütün maddelerin, bu suçun konusunu oluşturacağı kabul edilmiştir.

Maddenin birinci fıkrasında, uyuşturucu veya uyarıcı maddelerin ruhsatsız veya ruhsata aykırı olarak imal, ithal veya ihraç edilmesi, suç olarak tanımlanmıştır. Bu suç, bir kazanç elde etmek için işlenmektedir. Ancak, çoğu zaman bu suçun işlenmesi suretiyle ne kadar kazanç elde edildiği belirlenemediği gibi, elde edilen kazancın müsaderesi de mümkün olamamaktadır. Bu nedenle, söz konusu suçun işlenmesi dolayısıyla, hapis cezasının yanı sıra, adlî para cezasına da hükmedilmesi uygun görülmüştür.
Üçüncü fıkrada, uyuşturucu veya uyarıcı madde ticaretine ilişkin çeşitli fiiller, ayrı bir suç olarak tanımlanmıştır. Buna göre; uyuşturucu veya uyarıcı maddelerin ruhsatsız veya ruhsata aykırı olarak ülke içinde satışı, satışa arzı, başkalarına verilmesi, nakli, depolanması ya da kazanç amacıyla satın alınması, kabul edilmesi veya bulundurulması, bir ve ikinci fıkralara göre ayrı bir suç oluşturmaktadır. Bu suç dolayısıyla da, bir ve ikinci fıkralarda tanımlanan suçlarda olduğu gibi, hapis cezasının yanı sıra adlî para cezası öngörülmüştür.

Uyuşturucu maddeler konusunda, cezalar bakımından uluslararası uygulamada esas olan ilke şudur: Maddeyi imal, ithal edenleri, bir yerden bir yere nakledenleri, satanları, satmak için bulunduranları yani, yabancı dildeki deyimi ile bu işin "trafiğini idare edenleri" şiddetle cezalandırmak; buna karşılık maddeyi kullananı, genel olarak bir hasta, iradesi bakımından zayıf, bedensel yapılışı itibarıyla bu tür maddeleri kullanmaya yatkın bünyede bir kişi sayarak ıslah ve tedavisini asıl hedef benimsemek ve cezalandırma bakımından da ılımlı bir tutum içinde bulunmaktır. Maddenin düzenlenmesinde esas itibarıyla bu görüşe öncelik verilmiştir.