Konu: Hmk.125
Mesajı Okuyun
Old 27-05-2014, 08:46   #5
Av. Kübra İSLAMOĞLU BAYER

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan princepss
Kübra hanım, evet öyle olacak, ama, hmk.125. Maddesine göre, bizim davayı kime yonelteceğimiz ya da tazminat davası açıp açmayacağımız bize sorulacak mı? Dar yetkili mahkeme olduğu için bana göre bu madde uygulanmayacak. Siz ne düşünüyorsunuz?

İcra Mahkemesi'nde yapılan itiraz bir dava niteliğinde olmadığından HMK m 125 hükmü uygulama alanı bulmayacaktır, düşüncesindeyim. Zaten işin doğası gereği tazminata dönüşmesi de çok akla yatkın gelmiyor. Bana kalırsa temlik alan kişi, davalı sıfatıyla davaya devam etmesi için davalının yerine geçmelidir. Zira temlik edene karşı ileri sürülebilecek tüm itirazların temlik alana karşı da ileri sürülebilmesi mümkün.

Not: Onur Bey'in düşüncesinin aksine HMK 125 uygulanabilir, demedim

T.C.

YARGITAY

19. HUKUK DAİRESİ

E. 1996/2919

K. 1996/5376

T. 29.5.1996

• İBRA ( Temlik edilmiş alacak )

• BORCUN ÖDENDİĞİ İDDİASI ( Alacağı Temlik Alana Karşı da İleri Sürülebileceği )

• TEMLİK ( Borcun Ödendiği Savunmasının Temellük Edene Karşı da İleri Sürülebileceği )

• ALACAĞIN TEMLİKİ ( Borçlunun Def'i Hakkını Temellük Edene Karşı İleri Sürmesi )

• BORÇLUNUN DEF'İ HAKKI ( Alacağın Temlikinde Temellük Edene Karşı İleri Sürülmesi )

• DEF`İ HAKKI ( Alacağın Temlikinde Temellük Edene Karşı İleri Sürülmesi )

• BORÇTAN İBRA ( Alacağın Temlikinde Temellük Edene Karşı İleri Sürülmesi )

818/m.167,113

ÖZET: Borçlu, temlike vakıf olduğu zaman, temlik edene karşı haiz olduğu def'ileri temellük edene karşı da dermeyan edebilir.
Takip konusu borcun takip alacaklısına tamamen ödendiği ve ibra edildiği icra dosyasında mevcut 20.2.1992 tarihli ibraname ile sabit olduğundan, borcun ödeme ve ibra ile sukut ettiğine dair savunmanın, kötü niyet koşulu aranmaksızın, alacağı 23.3.1992 tarihinde temellük eden davacıya karşı da ileri sürülebileceğimn kabulü gerekir.
DAVA VE KARAR : Taraflar arasındaki menfi tesbit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
YARGITAY 19. HUKUK DAİRESİ KARARI:
Davacı vekili, davalı Mustafa Çelik'e olan borçlarını ödeyerek ibraname aldıklarını, ancak davalının icra takibine devam ederek takip alacağını diğer davalıya temlik ettiğini iddia ederek borçlu olmadıklarının tespitini talep ve dava etmiştir.
Davalılar savunmalarında davanın reddini istemişlerdir.
Mahkemece, davalı Mustafa Çelik'in davacıyı ibra ettiği ancak bu ibranın diğer davalıyı bağlamayacağı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir.
Takip konusu borcun davacı tarafından takip alacaklısı davalı Mustafa Çelik'e tamamen ödendiği ve ibra edildiği icra dosyasında mevcut 20.2.1992 tarihli ibraname ile sabit ve çekişmesizdir. B.K.nun 167. maddesi hükmüne göre, borçlu temlike vakıf olduğu zaman temlik edene karşı haiz olduğu def'ileri temellük edene karşı da dermeyan edebilir. Bu durumda davalı Ramazan Yıldızın alacağı 23.3.1992 tarihinde temellük etmesi nedeniyle, davacının borcun ödenerek ibra edildiği yolundakı savunmasını kötüniyet koşulu aranmaksızın alacağı temellük eden davalı Ramazan Yıldız'a karşı da ileri sürebileceği kabul edilerek, adı geçen hakkında açılan davanın da kabulü gerekirken, yazılı şekllde reddinde isabet görülmemiştir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün davacı yararına ( BOZULMASINA ) oybirliğiyle karar verildı.