Mesajı Okuyun
Old 25-08-2010, 20:51   #3
Av.Nevra Öksüz

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan S.Orhan
...Yargıtay 11.Ceza dairesinin 11.11.2005 tarih,2005/9295 esas, 2005/10869 karar sayılı kararından...

"01.06.2005 tarihinde yürürlükten kaldırılan 1412 sayılı CMUK'nın 343. maddesinde düzenlenen yazılı emir ile bozma kurumu, aynı tarihte yürürlüğe giren 5271 sayılı CMK'da "Olağanüstü Yasa Yollarının" yer aldığı "Üçüncü Kısım" 309 ve 310 maddelerinde "Kanun Yararına Bozma" başlığıyla düzenlenmiş olup; istinaf ve temyiz incelemesinden geçmeksizin kesinleşen hüküm veya kararlardaki hukuka aykırılıkların giderilmesi için kural olarak Adalet Bakanı, istinaden de Yargıtay C. Başsavcısı tarafından başvurulan olağanüstü bir yasa yoludur. Bu yasa yolunda önemli olan husus gerek maddi hukuka ve gerekse usul hukukuna ilişkin aykırılıkların karar veya hükümlerin verildiği anda mevcut olmasıdır. Hükümden sonra ortaya çıkan veya hüküm verilinceye kadar mahkemenin bilgisine sunulmayıp, sonradan bildirilen nedenlere dayanılarak yasa yararına bozma istenemez. Bu gibi durumlarda, sonradan ortaya çıkan "yeni olaylara" dayanılarak CMK'nın 311 maddesinin ( e ) fıkrası uyarınca "Yargılamanın Yenilenmesi" yasa yoluna başvurmak olanağı bulunmaktadır.
İncelenen dava dosyasında; sanık hakkında aynı suçtan dolayı İstanbul Onbirinci Asliye Ceza Mahkemesine mükerrer dava açıldığı, davanın mahkumiyet hükmü ile sonuçlanıp kesinleşen ilamın tamamen infaz edildiği olgusu, hükmün kesinleşmesinden sonra infaz aşamasında tespit edildiğinden yargılama sona erdikten sonra ortaya çıkan ve mahkemesince bilinmeyen bu hususun ilk kez yazılı emir yoluyla incelenmesi olanaksız olup, sonradan ortaya çıkan delillerin değerlendirilmesi için başvurulacak yasal yollar tükenmediğinden yasa yararına bozma koşulları oluşmamıştır."

Saygılar...