Mesajı Okuyun
Old 12-08-2008, 23:53   #3
Av.Cengiz Aladağ

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Mehmet Haluk
dava davası reddedilince Duruşmalı olarak dosyayı temyiz ediyor. Davalı temyiz etmiyor.Yargıtayda duruşma oluyor davacı duruşmaya gelmiyor davalı duruşmaya giriyor.Yargıtay yerel mahkeme kararını onuyor.Bu durumda ayrıca davalı vekili lehine vekalet ücreti hükmetmesi gerekmez mi?

Gerekir. Örnek:

T.C.
YARGITAY
11. Hukuk Dairesi
E:2003/5995
K:2004/159
T:13.01.2004

Taraf1ar arasında görülen davada Eskışehir Aslive 2. Hukuk Mahkemesi'nce verilen 18.03.2003 tarih ve 2000/549-2003/202 sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi duruşmalı ölarak davacılar vekili tarafından istenmiş olmakla, duruşma için belirlenen 13.01.2004 günde birleşen dava davacısı Basri A. vekili Av.Yüksel Vardereli ile davalı avukatı Cemal Yüksel gelip, temyiz dilekçesinin de süresinde verildiği anlaşıldıktan ve duruşmada hazır bulunan taraflar avukatları dinlenildikten sonra, duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakılmıştı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi Ayşe Altun tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
KARAR : Davacılar vekilleri, asıl ve birleşen davalarda, müvekkillerinin davalı şirketin yönetim ve denetim kurulu üyeleri olduklarını, 22.5.2000 günlü genel kurul toplantısında bilançonun tasdik edilmeyerek, müvekkillerinin ibra edilmediğini ve haklarında şahsi sorumluluk davası açılmasına, suç duyurusunda bulunulmasına karar verildiğini, gündemde olmayan ve süresinden sonra verilen önerge ile alınan bu kararların yasa ve iyiniyet kurallarına aykırı olduğunu ileri sürerek, 22.5.2000 tarihli şirket genel kurul kararlarının iptalini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, şirket denetçileri tarafından davacılar aleyhine dava acıldığını, anılan davayı süruncemede bırakmak isteyen davacıların iddialarının aksine, alınan kararların yasa, anasözleşme ve iyiniyet kurallarına uygun olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, bilirkisi raporu ve dosya kapsamına gore, 22.3 2000 tarihlı olagan genel kurul toplantısında TTK.nun 377. maddesi hükmünün izniyle olağan genel kurul toplantısının asıl gündemini oluşturan TTK.nun 369/1-2. maddelerinde belirtilen hususların 60 gün sonra 22.05.2002 tarihinde görüşülmesine karar verildiği, davacılar vekilinin de 22.3.2000 günlü genel kurulun "bilançonun görüşülmesinin ertelenmesi" nedeniyle ertelendiğini açıkladığı, TTK.nun 369/2. maddesine göre bilançonun reddinin, aynı Yasa'nın 380. maddesine göre yonetim ve denetim kurulu üyelerinin ibra edilmemeleri sonucunu doğurduğu, TTK.nun 336. maddesinde belirtildiği üzere, sorumluluğu gerektiren fiil ve işlemlerde idare meclisinin heyet olarak sorumlu olmadığı, sorumluluğun ferden fakat muteselsilen olması nedeniyle ibranın kısmen yapılabileceği ve bunun iyiniyet kurallarına aykırılık teşkil etmeyecegi gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
Karar, davacılar vekilince temyiz edilmistir.
Dava dosyası icerisındeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına ve davalı anonim şirketin yönetim ve denetim kurulunun bir kısım üyeleri olan davacılar hakkında sorumluluk davası açıldığının anlaşılmış olmasına ve davacı yönetici ve denetçilerin anonim şirkete karşı sorumlu olup olmadıklarının açılan sorumluluk davasında belirlenecek olmasına göre, davacılar vekilinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile hükmün onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile hükmün ONANMASINA, takdir edilen 375.000.000 TL. duruşma vekillik ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, istek halinde aşağıda yazılı 81.240.000 lira harcın temyiz eden davacılar iadesine, 13.01.2004 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.