Mesajı Okuyun
Old 09-12-2012, 22:36   #39
mslmklvz

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av. Hulusi Metin
1.Mirasçılar (B,AB1,AB2,AB3) yönünden aslî müdahale şartları mevcuttur.

2.“Aslî müdahale davasını diğer davalardan ayıran temel özellik, aslî müdahalede bulunmakta hukukî yararı olan kimsenin, ilk davanın veya yargılamanın görüldüğü mahkemede, ilk davanın veya yargılamanın taraflarını davalı göstererek dava açması ve bu iki davanın birlikte görülmesidir” (Gerekçeden).

3.“aslî müdahale şartları oluşsa da, hak iddiasında bulunan üçüncü kişi, yetkili ve görevli olmak kaydıyla ilgili mahkemede ilk davanın taraflarına karşı bağımsız bir dava da açabilir.” (Gerekçeden). Ancak olayda ilk davanın (paylaştırma) görüldüğü Sulh Hukuk Mahkemesi, ön alım davası için yetkili ve görevli olmadığından, mirasçılar ilk dava mahkemesinde “bağımsız bir dava” açamazlar!

4.“ aslî müdahale bir zorunluluk değil, üçüncü kişiye tanınan bir imkân” ise (Gerekçeden)...:

4.1.Asli müdahale yoluyla ilk mahkemede dava açılsa,

4.2.Bu dava, m.65/2 fıkrası uyarınca ilk davayla “birlikte görülse”, “…her hâlde yargılamalar birlikte yürütülse ve karar da ayrı ayrı değil, aynı anda birlikte” verilse …

4.3.Ve son olarak …. “Her iki yargılamaya ilişkin tahkikatın birlikte yürütülüp yürütülmeyeceğine veya birinin diğeri için bekletici sorun yapılıp yapılamayacağına, yargılamanın özelliğine göre”, mahkemece karar verilse…

“Olabile bilemez mi”?

Not: (Ü)'yü de unutmayalım

Saygılarımla

Sonuca bir kala...Kanaat..

1-A1 tarafından Ü ye karşı yetkili Asliye Hukuk Mahkmesinde önalım hakkına dayalı tapu iptal ve tescil davası açılacak.Tapu kaydına tedbir talep edilecek.İzale-i şuyu davasında bekletici mesele talebinde bulunulacak.

2-Açılacak davada, B,A2, ve A3 ün açılan davaya muvafakati gerekecek.Muvafakat sağlanamazsa tereye temsilci atanması için süre verilecek.

3-Açılan önalım davasında A3 e tebligat yapılamadığını A3 ün senelerdir kayıp olduğunu,ancak hakkında gaiplik kararı alınmadığını düşünelim.

SORU : Diğer mirasçıların davaya muvafakat vermeleri,mahkemeye gelerek bu yönde beyanda bulunmaları,noterden muvafakatname vermeleri veya bir avukata yetki vermeleri şeklinde olabileceğine göre ,tebligat yapıldığı halde bu üç yoldan birini seçmeyen mirasçının muvafakat vermediğini mi kabul edeceğiz,yoksa muvafakat vermeme de bu üç yoldan birisi ile ' açıkça muvafakat vermeme ' şeklinde mi olmalıdır.

Bir başka deyişle,tebligat yapılan mirasçıların davaya gelmemeleri muvafakat vermeme şeklinde değerlendirilip terekeye temsilcimi atacaktır.
A3 e tebligat yapılamayacağı veya 21. maddeye göre yapılsa dahi mahkemeye gelemeyeceği kuşkusuz olduğuna göre bu durumda açılan davaya muvakat verme/vermeme sorunu nasıl aşılacaktır.?