Mesajı Okuyun
Old 06-08-2009, 14:02   #4
Hasan Bahadır Büyükavcı

 
Varsayılan

Esasa girilmediği için yeni açılacak davaya engel teşkil etmez kanaatindeyim.


YARGITAY

8. HUKUK DAİRESİ

Esas Numarası: 2004/7563

Karar Numarası: 2005/2237

Karar Tarihi: 22.03.2005



KESİN HÜKÜM NİTELİĞİ

HÜKMÜN İŞİN ESASINA İLİŞKİN OLMASI

KESİN HÜKMÜN KOŞULLARI



1086 s. HUMK/237

3402 s. KadastroK/34



ÖZETİ: Bir hükmün kesin hüküm sayılması için diğer koşullar yanında işin esasına ilişkin olması gerekir. Somut olayda; dava usülden reddedilmiştir. Bu nedenle Kadastro Mahkemesinin tarihi ve sayısı yazılı hükmü görülmekte olan bu dava yönünden kesin hüküm oluşturmayacağından iddia ve savunma çerçevesinde taraf delillerinin toplanarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekir.



DAVA: Halil İbrahim Traş ile Zeliha Paralı ve müşterekleri, davaya dahil edilen İbrahim Topal ve müşterekleri aralarındaki tapu iptali ve tescil davasının reddine dair Eşme Asliye Hukuk HÖkimliğinden verilen 14.10.2003 gün ve 280/326 sayılı hükmün duruşma yapılması suretiyle Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmiştir. Dosya incelenerek işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 22.03.2005 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti. Duruşma günü temyiz eden davacı vekili Avukat Kudret Öztürk geldi. Karşı taraftan kimse gelmedi. Duruşmaya başlanarak temyiz isteğinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan ve hazır bulunanın sözlü açıklaması dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek, dosya incelendi, gereği düşünüldü:

Davacı vekili, satın alma ve eklemeli kazanmayı sağlayan zilyetlik nedeniyle Mehmet oğlu Süleyman Topal adına yazılı bulunan 242 ada 11 parselin tapu kaydının iptali ile vekil edeni adına tapuya tesciline karar verilmesini istemiştir.

Bir kısım davalılar vekili, davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.

Mahkemece, davalı Ünal Topal hakkındaki davanın husumet nedeniyle, diğer davalılar ve davaya dahil edilenler hakkındaki davanın kesin hüküm nedeniyle reddine karar verilmesi üzerine; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

242 ada 11 parsel 6.3.1990 tarihinde senetsizden Mehmet oğlu Süleyman Topal adına tespit edilmesi üzerine, davacı Halil İbrahim Traş’ın süresinde Hacı Süleyman Topal mirasçıları aleyhine Eşme Kadastro Mahkemesine açtığı tespite itiraz davasının yargılaması sırasında husumetin yanlış yöneltildiği belirlenmiş, tespit maliki Mehmet oğlu Süleyman Topal’ın mirasçılarına dava yöneltilmek suretiyle yürütülmüştür.

Mahkemece sonuçta husumetin yanlış yöneltildiği gerekçesiyle yukarıda tarihi ve sayısı yazılı hükümle Hacı Süleyman Topal mirasçıları aleyhine açılan davanın husumet yokluğu sebepiyle reddine, dava konusu parselin tespit gibi tesciline karar verilmiştir.

Davacı vekili, dava konusu taşınmazı vekil edeninin 6.1.1976 günlü senetle Ahmet Topal isimli kişiden satın ve devraldığını, tespit tarihine kadar eklemeli 50 seneyi aşkın bir zamandan beri zilyet olduğunu ileri sürerek iptal ve tescil isteğinde bulunmuştur. Mahkemece, Eşme Kadastro Mahkemesinin 28.11.1997 gün 47/342 esas ve karar sayılı hükmü kesin hüküm kabul edilerek davanın reddine karar verilmiştir.

Davacılar görülmekte olan bir dava ile kayıt malikinin mirasçıları aleyhine açtıkları davayla kaydın iptal ve tescilini istemişlerdir. Bir hükmün HUMK.nun 237 ve 3402 sayılı Kadastro Kanununun 34. maddesi hükmü uyarınca kesin hüküm sayılması için diğer koşullar yanında işin esasına ilişkin olması gerekir. Somut olayda; dava usülden reddedilmiştir. Bu nedenle Kadastro Mahkemesinin tarihi ve sayısı yazılı hükmü görülmekte olan bu dava yönünden kesin hüküm oluşturmaz. İddia ve savunma çerçevesinde taraf delillerinin toplanarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması doğru görülmemiştir.

SONUÇ: Davacı vekilinin temyiz itirazları bu bakımdan yerinde olduğundan kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerle HUMK.nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, Yargıtay duruşmasının yapıldığı tarihte yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümleri uyarınca 400 YTL Avukatlık ücretinin davalılardan alınarak Yargıtay duruşmasında Avukat marifetiyle temsil olunan davacıya verilmesine ve 10, 10 YTL peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 22.03.2005 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.