Mesajı Okuyun
Old 25-10-2007, 22:43   #132
Av. Lale Beşe

 
Varsayılan ?

Alıntı:
Yazan emlyilmaz
Sayın SNOW' a katılıyorum ve her konuya objektif yaklaştığı için teşekkür ediyorum. Daha önce de belirttiğim gibi bir bilim dalı kim aksini iddia ederse etsin ( özellikle sosyal bilimler) O konuda derinlemesine araştırma yapılarak, hukuk konusunda (tartışma konumuz) olaylar incelenerek vs. ile emek harvayarak bence öğrenilebilir ve o alanın en iyisi bile olunabilir. Ben bazı arkadaşların bu kadar sinirlenmesini anlayamıyorum. Bu hakim olamadıkları için midir bilemem. Ama şunu söyleyebilirim: Etrafınızdaki hukuk mezunlarının hukukçu mu yoksa sadece hukuklu mu olduklarını iyi inceleyin. Her hukuk mezununa hukukçu dersek bu alanda kendini çok güzel yetiştirmiş (yaş hiç önemli değil) ve bilgisine ve yorumlarına hayranlık duyduğumuz gerçek hukukçulara haksızlık etmiş olmaz mıyız? Son olarak Anayasa mahkemesi eski başkanı Sayın Tülat TUĞCU'nun da aynı zamanda İktisadi ve Ticari İlimlar mezunu olduğunu unutmamalıyız. Zira o bu alanda en tepeye çıkabilmiştir. Saygılarımla...

Alıntı olarak yer verdiğim mesajınızda kalınlaştırıp altını çizdiğim kısma cevap hakkımı kullanmam gerekirse ben sinirleniyorum evet fakat bu hakim olamadığım için değil hiç endişe etmeyin. 8 yıl hakimlik yaptıktan sonra sacayağının savunma tarafına geçip adaletin tecellisine yardım edeyim derken hani nasıl derler ayıptır söylemesi biraz da maddiyatımı geliştirmek üzre avukatlık yapmak için ayrıldım. Bu nedenle de ortada sizin dediğiniz türden bir sorun yok merak etmeyin fakat olsaydı da birşey değişmezdi.

Bu arada iyi hatırlattınız hukukçu hakimler sacayağının her tarafında görev alma hakkına sahiptirler. Fakat bir yandan da idari yargıda sacayağının avukat tarafında yer alması mümkün olmayanlar kürsüde oturabiliyorlar. Ya buna ne demeli?

Adli yargı sınavını geçen biri olarak ve hele de buradaki tartışmalardan sonra artık kesin olarak diyebilirim ki "HUKUK NOSYONU KAF DAĞININ ARDINDADIR" ve avukatlık yapma koşullarına sahip olmayanlar hakimlik de yapamamalıdırlar.

"Hakim olamadıkları için midir bilemem" diyen sayın forumdaşım, avukat da olmak ister miydiniz? Barolardan rica edelim sizi hemen sınava alsınlar.

Aynı sayın forumdaşım burada Tülay Tuğcu hanımefendiyi örnek hukukçu olarak göstermiş. Peki buna saygı duyalım fakat kişisel olarak tarafımda hukuki heyecan uyandırmayan fakat yine de HUKUK FAKÜLTESİ MEZUNU bir bayandır kendisi. Şimdiki başkan Haşim Kılıç beyefendi hukuk mezunu değildir. Ha diyorsanız ki başkan olması yanlış mıdır? Elbette ki yanlıştır. Zaten hukukçu raportörleri olmasa zannediyorum o sistem de çöker. Eğri oturup doğru konuşalım ki gerisi havadır, civadır, siyasadır. Elbette Anayasa mahkemesi ile diğer mahkemeler ve özellikle doğrudan vatandaşların davalarına bakan ilk derece mahkemeleri arasındaki farkların tartışmasına girmeyeceğim. Şimdi hukukçu arkadaşların "eyvah!" dediklerini duyar gibiyim de. Sayın Haşim Kılıç' ın başkan seçilmesi bu sistemin doğru olduğunu göstermez. Aksine hukukçu raportörlere çok daha fazla iş düşeceğine delalet eder. Şahsen Türkiye' de tanıdığım en iyi hukukçulardan biri, halen ortalama bir ilde asliye ceza hakimi olarak çalışmaktadır. Fakat maalesef kendisinin Anayasa Mahkememize başkan olması bir mucize gerektirmektedir. Çünkü kendisinin siyasetle alakası, siyasilerle irtibatı yoktur ve yine çünkü burası Türkiye' dir.

Bu konuda daha fazla yazmaya gerek olmadığına cidden karar vermiş bulunuyorum zira burada yazdıklarımı hukuk nosyonu olanlardan başkası anlayamamaktadır. Hoş bunu karşı görüşteki arkadaşlara F. Kafka bile anlatamaz ya!.. Hani bunu da şu şekil ifade etmeye çalışmak pek yanlış olmaz herhalde. Yıllar önce bir avukat arkadaşım başka bir avukat arkadaşa "cüppe giyince neler hissediyorsun?" diye sormuş. O da; "Kafkavari kaygılar" demiş. İşte o hesap idari yargıda kendimi iki kez Kafkavari kaygı içinde bulmuyorum desem yalan olur. Sorun Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 37/2. maddesine açıkça aykırılık sorunudur ve bu sorunu sonuna kadar yargıya taşıyacak olan da biz avukatlarız. Adli yıl açılış konuşmalarında gündeme getirmek yetmiyor görüldüğü üzere.

Bu arada "madem öyle sadece hukuk, siyasal, İİBF yanında tüm üniversite mezunları bu sınava alınsın" fikrime destek çıkmamışsınız? Israrla söylemek istiyorum ki, bu ülkede devlet işleyişini en iyi mühendisler bilir. Onlar yapsın idari yargı hakimliğini.

Neyse ben forumdan atılmadan saygılar sunduktan sonra bir kez daha hakkımızda ithamda bulunan ve cevap hakkı doğuran bir mesajla karşılaşmama, dolayısı ile bu konuda bir daha yazmak zorunda kalmama ümitlerimle çekilirim efendim.