Mesajı Okuyun
Old 04-11-2010, 10:07   #7
enginer

 
Varsayılan

Arkadaşlar,
Bilirkişilik olayında açık noktalar çok;
Bilirkişi kazaya neden olan kişilerin kaza ile illiyetini bulmak ve değerlendirmek konumunda.
Kusurluların yaptıkları veya yapmadıkları şeyler kazaya neden olmuş ise bunları (mevzuata uygun dayanakları ile beraber) tespit etmek durumundadır.
Bilirkişi raporunu dayanakları ile beraber yazmalıdır.
Bilirkişi raporu sonucu KANAAT hakkı hakimindir.Bilirkişi kanaat yazmamalıdır.Bulgularını ayrıntısı ile yazmalıdır.
4857 Sayılı kanun "...iş veren gerekli tüm önlemleri almalıdır ..." diyor.
Bilirkişiler raporlarını tahminlere dayandırmamalıdır.
İş Güvenliği Uzmanlığı meselesine gelince:İş Güvenliği Uzmanlığı sertifikalardırılması bakanlık tarafından yapılan bir kavramdır.Teknik ve hukuki mevzuatı içeren eğitimler ve sınav sonucu sertifikalar verilir.
İş yerinin "risk gurubu" (=tehlike sınıfı) durumuna göre A,B,C sınıfı uzmanlar yetkilidir.
Maalesef bu konuda bilgiler eksiktir.Pek çok olayda kendini uzman olarak değerlendiren kişiler rapor yazmaktadır.

Çok deneyimli bir mühendisin bilirkişi raporuna 5510 sayılı S.G.K (526-SSK) kanunda açıkça tanımlanmış İş Kazası tanımlarına uymayan bir olay raporuna "Bu bir iş kazasıdır " yazdığını görünce şok! olmuştum.
Sigortalı olmayan kişilerin kazaları iş kazası tanımına girmez!

Bilirkişilik olayına hukuk adamlarının daha fazla ilgi göstermesi uygun olacaktır.

(Bilirkişiliğin ücretlendirmesi mutlaka banka üzerinden olmak zorunda olmamalıdır.Ben banka kullanmadığım için artık rapor yazamıyorum.)
Saygılar.