Mesajı Okuyun
Old 15-12-2008, 21:52   #15
Doç. Dr. Özge Yücel

 
Varsayılan

(Tıp Hukuku E-posta Grubundan yazarın izniyle aktarılmıştır.)

H. Ü. olayı ve Adli tıp tartışmalarında konunun ne yazık ki Çocuk ruh sağlığı ile ilgili ve esas ele alınması gereken kısmı yeterince tartışılmadı. Hatta önemsiz gibi göründü. Çocuk ruh sağlığı ve hastalıkları uzmanlarının sayısının çok az ve seslerinin cılız çıkması konunun hekimler arasında bile bir adli tıp yapılanma sorunu olarak görülmesini doğurmuş gibi görünüyor. Çocuk akıl sağlığı ve rehberliği derneğinin konu hakkında görüşünü aşağıda bulabilirsiniz.
Saygılarımla
Dr. Mehmet Uhri


ÇOCUK RUH SAĞLIĞI NE DEĞİLDİR?

Çocuk ruh sağlığı çocuğun gelişimi gibi; her yaş döneminde değişip gelişen, deneyimlerle olgunlaşan her zaman dinamik çok aşamalı süreci kapsar. Bu süreç çocuğun içinde yetiştiği ailenin sosyokültürel özelliklerinden ve yaşadığı toplumun yapısından etkilenir. Bu etkilenmeler ile değişip şekillenen, olgunlaşan, yaşadığı aile ortamını da değiştiren dinamik bir süreçtir, çocuk ruh sağlığı.

Çocuğun ruh sağlığına etki eden her türlü örselenme bireyin tüm yaşamına olumsuz etkisi olabileceği gibi ailenin yaşantısını da etkileyebilir. Çocukluk çağlarında travma ruhsal, bedensel, bilişsel, sosyal ve akademik yaşantıda etkili olabilir. Ruhsal etkilenme sonucu sıklıkla akut stres belirtileri veya bozukluğu, travma sonrası stres belirtileri veya bozukluğu, yeme bozuklukları (özellikle cinsel istismar sonrası ),major depresyon bozukluğu görülebilir. Özellikle travma sonrası stres bozukluğu gelişen durumlarda çocuğun sosyal, bilişsel ve biyolojik yaşantıları olumsuz olarak etkilenir. Çocuklarda konsantrasyon kaybı akademik zorluklara ve okul zorluklarına yol açar. Cinsel istismarın erkek çocuklarda cinsel kimlik sorunlarına, kız çocuklarda ise jinekolojik bozukluklara zemin hazırladığı bilinmektedir. Major depresyonun sosyal içe çekilmede baş rol oynadığı görülmektedir. Çocukları travmaya maruz kalmış anne babaların da çeşitli ruhsal sorunlarla karşı karşıya kalacağı bilinmektedir. Sosyal dışlanmışlık ve uyumsuzluk gösteren bireylerin sayısının artmaması, gelecek neslin ruh sağlığının korunması çocukluk çağı travmalarının uygun şekilde ele alınması ve iyi rehabilite edilmesine bağlıdır.

Çocuk ruh sağlığı ve hastalıkları uzmanlık alanının Çocuk hastalıkları veya psikiyatri alanından bağımsız olarak şekillenmiş olması rastlantı değildir. Üstelik hekimlik uygulamalarının diğer branşlarından farklı olarak çocuk ruh sağlığı ve hastalıkları bireyin içinde yetiştiği aile ortamını da ele alıp aileyi de tedavi kapsamına dahil eden uygulamalara gereksinim duyar. Çocuk ruh sağlığı uygulamaları içinde koruyucu ruh sağlığı önemli bir alanı kapsar.

Çocukluk çağındaki bireylere yönelik kötü niyetli davranış ve uygulamalar söz konusu olduğunda tarafların yaklaşımları farklılık arz etmekte ve çoğu kez çelişmektedir. Çocuk yaştaki bireylere yönelik suç teşkil eden uygulamaların cezalandırılma sürecinde hukukun gerektirdiği açıklık ve şeffaflık bir zorunluluk olarak dayatılır. Mahkemelerin karar verebilmesi için suçun gerçekleşip gerçekleşmediği ve sürecin çocuğu nasıl etkilediği bilinmelidir. Bu süreç ne yazık ki travma yaşayan çocuğun tekrardan travmayı yaşamasına neden olabilir. Yaşanan olayı açıklığa kavuşturmak için gerek mahkemeler gerek bu konudaki uzmanlık örgütleri çok iyi organize olmalı, çocuğun ruh sağlığına daha fazla zarar vermeyen ve bilimsel verilere dayalı yaklaşım uygulanmalıdır.

Yaşadığı travmadan olumsuz etkilenmiş çocuktan yaşadıklarını mahkeme veya hekim heyeti önünde ayrıntılı olarak anlatmasını istemek ağır trafik kazası yaşamış ve ciddi zarar görmüş kişiden arabaya binip aynı kazayı tekrar yaşamasını istemek kadar riskli ve incitici olabilir. Hukukun bu konudaki yaklaşımı çocuk ruh sağlığı ve hastalıkları bakışı ile taban tabana zıttır. Hukuk, cezalandırma sürecinde adil olmak uğruna mağdur bireyin daha da mağdur edilmesine göz yumabilmektedir.

Üstelik çocuğun yaşadığı travmanın kendi ile birlikte ailesini de olumsuz etkileyeceği, tedavi ve rehabilitasyon süreçlerine çocuk ile birlikte anne babanın da dahil olacağı bilinmesine karşın bu konuda hekimlerin sesi ne yazık ki işitilmemektedir. Geçmişte çok örneğini gördüğümüz gibi çocuklara yönelik adli olaylarda da işlenen suçların cezasız kalmaması ve/veya toplum vicdanının zarar görmesinin önlenmesi amacıyla sosyal hukuk, birey haklarının önüne geçmekte ve toplum vicdanını yatıştırmak uğruna travma gören bireyin tekrar zarar görmesine neden olmaktadır.

Çocuk ruh sağlığı insan bedeni gibi en ince detayına kadar ölçülüp incelenebilen, bozulan kısımlarının yerine yenisi konulabilen veya ilaçlarla kolaylıkla tedavi edilebilen statik bir yapı değildir.

Çocuk ruh sağlığı ve hastalıkları uzmanlığı ise bireyi, içinde yetiştiği aile ve toplumdan izole edilerek değerlendirilip yorumlayan uzmanlık dalı da değildir. Çocukluk çağı travmalarında olaya yaşanmış bitmiş anlık olay gibi bakmayıp toplumun pek çok kesiminden farklı olarak öncesi ve sonrası ile çocuğu ve aileyi topluma kazandırmaya çalışan uzmanlık dalıdır.

Ülkemizde çocuklara yönelik yaşanan olaylarda hukuki süreç aydınlatılırken konunun diğer adli tıp uygulamalarından bağımsız, doğrudan çocuk ve aileyi koruyan, yeni travmalara yol açmayan tümüyle çocuk ruh sağlığı ve hastalıkları eğitimi almış uzmanların kontrolünde yürütülmesi gerekmektedir. Hukuki süreçler sonucunda çocuk yaştaki birey ve ailesinin daha ağır yara almasına göz yuman sistemin ruh sağlığı bozuk, topluma küskün bireyler oluşturmasını önlemek önceliğimiz olmalıdır. Bu amaçla yapılması gereken konuya uygun bilirkişilik makamının hukuki süreçlerden arındırılıp tümüyle hekim bakış açısına özellikle çocuk ruh sağlığı ve hastalıkları uzmanlarına bırakılmasının sağlanmasıdır.



Çocuk Akıl Sağlığı ve Rehberliği Derneği Yönetim Kurulu adına

Dr. Mehmet Uhri



Not: Çocuk akıl sağlığı ve rehberliği derneği (ÇAREDER) İstanbul Üniversitesi İstanbul Tıp Fakültesi Çocuk Psikiyatrisi kliniğinin kurucusu Prof. Dr. Rıdvan Cebiroğlu Prof. Dr. Fahrettin Kerim Gökay, Prof. Dr. İhsan Şükrü Aksel, Prof. Dr. Özcan Köknel’in kurucu üye olarak katılımlarıyla 1969 yılında oluşturulmuştur. Çocuk ruh sağlığı, gelişimi ve hastalıkları yanı sıra aile terapileri uygulamaları ile kamu yararına hizmet veren sivil toplum kuruluşu olarak görev yapmaktadır. Daha fazla bilgi için; www.ailerehber.org