Mesajı Okuyun
Old 09-02-2009, 14:31   #2
Admin

 
Varsayılan

Miktar sözleşme ile belirlenmediğine göre siz rakama itiraz ederseniz, Hakim miktar yönünden dosyayı bilirkişiye verir diye düşünüyorum. Ancak belirtmek gerekir ki, bu davada miktara takılmak sizin açınızdan çok uygun bir strateji gibi gözükmüyor.

Öncelikle bankanın bu miktarı fahiş tutması çok olası değil, büyük ihtimalle ellerinde bu rakamı destekleyecek deliller vardır (başka benzer davaların bilirkişi raporları, fatura vs.). İkincisi rakam zaten başlı başına fahiş gözükmüyor, bir POS makinesi 5-10-YTL de olamaz. Üçüncüsü miktar büyük bir miktar değil, ola ki POS makinesinin değeri onların iddia ettiği gibi 300 dolar olmasa da mesela 200 dolar olsa aradaki 100 dolarlık fark için bu davada inatlaştığınıza değmez, ödeyeceğiniz bilirkişi masrafı, vekalet ücreti, mahkeme masrafları vs. bu miktarın kat ve kat üstüne çıkacak ve 300 dolar ödemeyelim derken dava sonunda çok daha fazlasını ödeyeceksiniz. Bir an için sonunda davayı kazandığınızı dahi düşünürsek bence 300 dolarlık bir ödeme yapmamak için duruşmalara vs. gidip gelmek ve davanın bürokrasisi ile uğraşmak da çok ekonomik gözükmüyor.

O açıdan benim önerim, ihtarın tebliğ olmadığı ve bu nedenle dava dilekçesi ile olaya muttali olduğunuz da gözönüne alındığında, ya hemen davayı kabul edin, ya da karşı tarafla sulh olma yolunu arayın.

Ancak elbette asıl sorununuz bu 300 dolar değil de, örneğin sözleşmenin haksız fesh edildiği iddiası vs. ise o zaman mecburen davayı takip edeceksiniz. Siz sorunuzda miktar üzerine yoğunlaştığınız için ben de cevabı buna göre yazdım.