Mesajı Okuyun
Old 23-11-2013, 09:47   #2
AV. İLKER VURAL

 
Varsayılan

İş Kanunu'nun,'Ücretin Gününde Ödenmemesi' başlıklı 34. maddesine göre, gününde ödenmeyen ücretler için mevduata uygulanan en yüksek faiz oranı uygulanır.
Borçlar Kanunu'nun 'Ülke Parası İle Ödeme' başlıklı 99. maddesine göre Ülke parası dışında başka bir para birimiyle ödeme yapılması kararlaştırılmışsa, sözleşmede aynen ödeme veya bu anlama gelen bir ifade bulunmadıkça borç, ödeme günündeki rayiç üzerinden Ülke parasıyla da ödenebilir. Ülke parası dışında başka bir para birimiyle belirlenmiş ve sözleşmede aynen ödeme ya da bu anlama gelen bir ifade de bulunmadıkça, borcun ödeme gününde ödenmemesi üzerine alacaklı, bu alacağının aynen veya vade ya da fiilî ödeme günündeki rayiç üzerinden Ülke parası ile ödenmesini isteyebilir.
HMK'nun 109. maddesine göre, talep konusunun niteliği itibariyle bölünebilir olduğu durumlarda, sadece bir kısmı da dava yoluyla ileri sürülebilir. Talep konusunun miktarı taraflar arasında tartışmasız veya açıkça belirli ise kısmi dava açılamaz.
Buna göre kısmi dava açılabilmesi için :
1) Talep konusunun niteliği itibarı ile bölünebilir olması,
2) Talep konusunun miktarının, taraflar arasında tartışmalı veya açıkça belirli olmaması gerekir.
Talep konusu taraflar arasında tartışmasız veya açıkça belirlenebilir ise kısmi dava açılamayacaktır.
Davacının kısmi dava açabilmesi için hukuki yararının olması şarttır. Hukuki yarar olmadığı yönünde bir karara karşı bu eksiklik kesin süre içerisinde tamamlanmalıdır.
Dava konusu edilen alacağın (talep sonucunun) miktar olarak belirlenmesi, karşı tarafın vereceği (elindeki belgelerle) bilgi sonucu mümkün ise alacağın tartışmalı ve belirli olmadığı sonucuna varılmalıdır. Ücretle ilgili tüm deliller işverende bulunabilmekte ve işçinin çoğu kez bu delillere ulaşmasına imkan tanınmamaktadır. Bu sebeple ücretin tespitindeki ve ispatındaki ülkemize has güçlükler sebebiyle kısmi davanın açılmasında işçinin hukuki menfaatinin olduğu kabul edilebilir.