Mesajı Okuyun
Old 06-02-2006, 14:56   #29
Av.Habibe YILMAZ KAYAR

 
Varsayılan

Sn.İbrahimbey,Sn.Katılımcılar

Öncelikle konu başlığının Hile İle Elde Edien Delil başlığında olduğunu dikkatinize sunuyorum.

Şimdiki sohbete konu olan taciz ve mahkumiyet olayında "Hile İle Elde Edilmiş Bir Delil "bulunmadığından bu konu ile en azından konu başlığı anlamında bir ilişki bulunmamaktadır.

Ayrı bir sohbet başlığına geçmek bu anlamda yararlı olurdu.

Fakat madem burada devam ediyoruz,naçizane ben de fikrimi söylemek isterim.

Konu Hile İle Elde Edilmiş Delil konusunda yazışmalar devam ederken 26.01.2006 tarihli yazınızla sohbetin yönü bir anda değişti.
4.paragrafında şöyle yazmıştınız:

[Alıntı:]
Ve sonuçta avukat mahkum edildi. Hiç bir delil olmamasına rağmen. Gerekçe de, "hiç bir kadının, kendisini de lekeleyecek bir iftirayı başkasına atmayacağı, karinesi"


Sözkonusu taciz suçlaması ve sonuçlarına ilişkin kararı basında yer aldığı haliyle yayınladım.Bu kararda sizin söylediğiniz satır,tek başına değil,diğer satırlarla birlikte bulunmaktadır.

Kararda,taraflar ve olayın özellikleri ,suç kanıtı olarak mutlaka tanık aranması gerekmediği belirtilip :[Alıntı:]
" Söz konusu olan olayda henüz avukatlık mesleğinin başlangıcında bekâr genç bir bayan olup kendisiyle ilgili böyle bir iddiayı ortaya koymasında toplumumuzda hâkim olan sosyal ve ahlaki değerler de gözetildiğinde, kişiliğinin ve mesleki saygınlığının zarara uğrayacağı muhakkaktır. Başkasını zarara uğratmak isterken kendisini zarara uğratmasıinsanın doğasına aykırı bir olgudur. "
denmiştir.

Devamla

"[Alıntı:]
savunma tarafının ileri sürüldüğü gibi şikâyetçinin sanığın mesleki yetersizliği nedeniyle kendisini uyarması vs. nedeniyle kırgınlıkla iftira ettiği düşünülse dahi.. kendisine zarar vermeyecek başka yol-yöntemlere başvurma olanağının varlığı karşısında bu düşünceye geçerlilik ve üstünlük tanımak hayatın olağan akışına uygun değildir. Bu itibarla YAKINICI TANIKLARININ anlatımları gibi yan delillerle doğrulanan kendi iffetini ortaya koyarak ileri sürdüğü iddiaları mahkemezice sabit görülerek sanığın eylemlerinin sübutunu kabul için yeterli görülmüştür.
" denmiştir.


Bu değerlendirme öncelikle görülen olaya ilişkindir ve yakınıcının neden inandırıcı bulunduğu ve sanığın savunmasına neden itibar edilmediğini açıklayan bir değerlendirmedir.

Kararın tamamı incelendiğinde yakınıcının şok yaşadığı ve olayın hemen ardından büroya giden arkadaşına,durumu ağlayarak aktardığı şikayetçi olmak üzere bürodan birlikte ayrıldıkları görülecektir.


Olayın tamamı ve özellikleri dikkate alınarak değerlendirme yapılmıştır.Sadece yakınıcının şikayeti karine olarak değerlendirilmemiş ,yakınıcının gösterdiği yan delillerle desteklenen bir karar oluşturulmuştur.Kişisel fikrim bu tür yakınmalarda olayın ve yakınıcıda oluşan travmanın tespiti için PSİKOLOJİK raporun dosyaya eklenmesi gereğidir.Bu rapor bu tür tartışmaları ortadan kaldıracaktır.Bence asıl üzerinde durulması gereken canalıcı nokta budur. Cinsel ve vücut bütünlüğüne yapılmış saldırıların ezici bir çoğunlukla alenen yapılmadığı herkesin malumudur.

Bu saldırıların tespit edılebilir ruhsal izler bırakmaması ise mümkün değildir.

Sözün sonu:

Yukarıda yazdıklarım çerçevesınde sorunuzu anlamlı bulmadığımdan yanıtlama gereği duymuyorum.

Saygılarımla