Mesajı Okuyun
Old 31-01-2006, 23:25   #19
Merhaba

 
Varsayılan

Merhaba,

Genel olarak işyeri ortamlarında gerçekleşen fiili taciz olaylarında , olaya tanıklık edebilecek üçüncü şahısların var olmadığı, sanıyorum yaygın bir gerçekliktir.

Toplu ve bir arada çalışılan ortamlarda, sözel tacizler olsa da, doğrudan fiili taciz olamayacağı da genel bir gerçekliktir.

Bu durumda, fiili tacizin, olayı bizzat gören bir tanığı olması ihtimali hemen hemen yok gibidir. Aynı zamanda, yine bir çok olayda, adli tıbbın ya da bir hastahanenin tesbit edebileceği fiziki deliller de olmayacaktır.

Bu durumda, fiili olarak tacize uğramış bir mağdur ne yapmalıdır.? “Nasıl olsa kanıtlayamam” diye susmalı mıdır.? Böyle bir mağdur, konuyu yargıya taşımak üzere, buradaki tartışmanın tarafları olan ve söz konusu olayda mahkemenin verdiği ve yargıtayın da onadığı kararı eleştiren sayın avukatlardan birine müracaat ederse, sayın avukatlar olayın maddi bir delili olmadığı gerekçesiyle red mi edeceklerdir.?

Değilse, böyle bir mağdurun haklarını savunmak ve mağdur edenin hukuken cezalandırılmasını sağlamak için, hukukun hangi olanaklarını kullanacaklardır. Her olanağı denedikleri halde, mahkemeye sunabilecekleri maddi bir kanıt bulamamaları durumunda davayı terk mi edeceklerdir.?

Gerçekten tacize uğramış bir kadının hak mücadelesine “İbo beni de dövsene” yaklaşımıyla mı bakacaklardır.

Sayın Dikici, Alimoğlu, İbrahimbey, Gemici., …Lütfen bu konudaki düşüncelerinizi açıklamanız, sanıyorum konuya biraz daha aydınlık getirecektir.

Her hangi birinizin eşi ya da kızı, akşam iş dönüşü eve geldiğinde, psikolojik bir travma ve şok yaşamış olarak, böyle bir duruma maruz kaldıklarını size anlatmış olsalar, tutumunuz ve sonrasında yapabilecekleriniz ne olacaktır.? Onlara inanmamanız gibi bir ihtimalden söz edilebilir mi? Onlardan kanıt istemeniz gibi bir ihtimalden söz edilebilir mi?

Üç yetişkin kız babası olarak bu açıklamaya gerçekten ihtiyaç duyuyorum.

Saygılar.

Merhaba.