Mesajı Okuyun
Old 21-11-2007, 15:15   #40
Hasan Bahadır Büyükavcı

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av. Hatun Olguner
Bahadır Bey ;

" Mağdurun meşru zeminde olmaması sebebiyle " ... Zannediyorum,irtikap suçunun oluşması için,mağdurun meşru zeminde olması,meşru bir hedefine yönelik olarak aldatılması gerekiyor. Yani mağdur,meşru bir amaç içinde iken,memur birtakım hileler ile kendisini aldatır ise irtikap suçu oluşacak. Bu ölçüye göre, bıçak parası isteyen doktorların karşısındaki hasta/yakınları,istenen paranın meşru olmadığını bilmekte ve ancak görevini kötüye kullandığını bildikleri ve anladıkları doktora,yasa dışı istemi ve baskısı doğrultusunda bu haksız menfaati sunmayı kabul etmekte veya etmemekteler.Şikayetçi olduklarında veya eylem onların şikayeti dışında kamusal takibata konu olduğunda,memur görevi kötüye kullanma suçu ile ilgili olarak yargılanıyor. Benim uzun uzun düşünerek anladığım ölçü veya değerlendirmeye dayanak yapıldığını zannettiğim nokta bu. Çünkü birkaç kararda,mağdurun meşru zeminde olmaması nedeniyle irtikap değil de görevi kötüye kullanma suçunun oluşacağına dair ibareler var.

"Mağdurun meşru zeminde olmaması"
Öncelikli olarak Yargıtay'ın Ceza Kanunun ilgili maddesini yorumlarken kural koyucu gibi davranması ve suç tanımına yeni bir şart eklemesi söz konusudur.

- (1) Görevinin sağladığı nüfuzu kötüye kullanmak suretiyle kendisine veya başkasına yarar sağlanmasına veya bu yolda vaatte bulunulmasına bir kimseyi icbar eden kamu görevlisi, beş yıldan on yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(2) Görevinin sağladığı güveni kötüye kullanmak suretiyle gerçekleştirdiği hileli davranışlarla, kendisine veya başkasına yarar sağlanmasına veya bu yolda vaatte bulunulmasına bir kimseyi ikna eden kamu görevlisi, üç yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.

Kanundaki hükme baktığımızda sağlanan yarar açısından bir meşruluk veya gayrimeşruluk aranmamaktadır. İlk fıkrada kişi zorlanmakta ikinci fıkrada ikna edilmektedir.
Zaten kişinin verdiği paranın meşru olmadığını bileceği, bunun farkında olacağı aşikardır.
Ancak kişi zorda bırakılmakta veya ikna edilmektedir.

Meşru olmaması düşüncesi bana göre pek de doğru değildir. Tabi benim düşüncem...

Eğer bunu temel alırsak "İrtikap suçunun" uygulama alanı yok denecek kadar azalır.

İkna suretiyle irtikap suçunda meşru olmaması görüşü geçerli kabul edilebilir. Ancak; icbar suretiyle irtikap suçunda nasıl olacak orası anlaşılamaz?
Hem meşru olmadığını bilecek hem de vermeye zorlanacak ve irtikap sayılmayacak.

Görüşleriniz için teşekkür ederim.