Mesajı Okuyun
Old 21-11-2007, 10:15   #38
Hasan Bahadır Büyükavcı

 
Varsayılan

Konuyu açan olarak uzun zamandır kontrol edemiyordum gerçekten faydalı fikir alış-verişleri olmuş.
Ben de birkaç şey eklemek istiyorum.
Genel olarak tartışma "irtikap-görevi kötüye kullanma" suçları üzerinde cereyan etmiş.
Türk Ceza Kanunu "Kamu İdaresinin Güvenilirliğine ve İşleyişine Karşı Suçlar" babında münhasıran bazı suçları tanımlamış(rüşvet,zimmetiirtikap) ve bu suç tanımlarından herhangi birine dahil olmayan haksız fiileri kapsayacak genel bir suç tanımı olan "Görevi kötüye kullanma suçu"nu ihdas etmiştir.

Bu anlamda somut olayda irtikap suçu gerçekleşmişmidir, gerçekleşmemişmidir?
Bunun tayini gerekmektedir.

Şahsi kanaatim "ikna suretiyle irtikap suçu" gerçekleşmiştir.

Görevinin sağladığı güveni kötüye kullanmak suretiyle gerçekleştirdiği hileli davranışlarla, kendisine veya başkasına yarar sağlanmasına veya bu yolda vaatte bulunulmasına bir kimseyi ikna eden kamu görevlisi, üç yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.

Kanundaki irtikap tanımı kanaatimce gerçekleşmiştir. Doktor kendi muayenehanesine gelmelerini ve ameliyatın böylece gerçekleşeceğini söylemesi hileli davranıştır. Kişinin asıl "ameliyat" sürecinde "muayenehane" aşaması söz konusu değildir. Ancak doktor nüfuzunu kullanarak araya "kendi muayenehanesini sokmuş" ve sağlık hizmetinde faydalanmak zorunda olan hasta için bu aşama normal bir aşama olarak gösterilmiştir. Şu anda genel kanıda bu yöndedir. Hemen hemen her devlet hastanesi doktoruna ameliyat olmaya giden hastalar hastaneden önce "doktorun muayenehanesine" uğramakta ve bunu bu işin temeli olarak kabuletmektedir.
Sonuç olarak hasta için olmayan bir şart ortaya çıkarılmakta, ve hastalar muayenehaneye gelmeye ve hayliyle para ödemeye ikna edilmiktedirler.
Saygılar,