Mesajı Okuyun
Old 12-07-2010, 13:20   #10
Armağan Konyalı

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Avukat_A.K.
Ve güveni kötüye kullanma suçunda mutlak surette bir sözleşmenin bulunması gerektiği, bulunmaması halinde ise, suçun oluşmayacağına ilişkin kanun gerekçesi
Sayın Avukat_A.K.

"Sözleşme bulunması gerektiği"ne ilişkin savunma bana çok sağlam gelmedi: Şöyle bir senaryo yazsam bana kızar mısınız?

"Avukat ile müvekkili arasında vekalet sözleşmesi bulunmaktadır. Borçlu borcunu avukata güvenerek makbuz almadan avukata ödemiştir. Para müvekkile aittir. Müvekkile ait olan parayı müvekkile vermemekle ve aldığını inkar etmekle TCK 155/2.fıkrasındaki suç oluşmuştur. TCK 155/2.fıkrasındaki suçun takibi şikayete bağlı değildir."

Maddeyi bir daha okuyalım: Madde 1. fıkrada veya 2.fıkrada, malı verenle malı alan arasında bir sözleşme bulunması gerektiğinden söz etmemektedir. Vekil ile müvekkil arasında vekalet sözleşmesi bulunması ve paranın borçlu tarafından vekile "başkasının mallarını idare etmek yetkisinin gereği olarak tevdi ve teslim edilmiş" olması suçun oluşması için yeterlidir.

Güveni Kötüye Kullanma
MADDE 155 - (1) Başkasına ait olup da, muhafaza etmek veya belirli bir şekilde kullanmak üzere zilyedliği kendisine devredilmiş olan mal üzerinde, kendisinin veya başkasının yararına olarak, zilyedliğin devri amacı dışında tasarrufta bulunan veya bu devir olgusunu inkar eden kişi, şikayet üzerine, altı aydan iki yıla kadar hapis ve adlî para cezası ile cezalandırılır.
(2) Suçun, meslek ve sanat, ticaret veya hizmet ilişkisinin ya da hangi nedenden doğmuş olursa olsun, başkasının mallarını idare etmek yetkisinin gereği olarak tevdi ve teslim edilmiş eşya hakkında işlenmesi halinde, bir yıldan yedi yıla kadar hapis ve üçbin güne kadar adlî para cezasına hükmolunur.