Mesajı Okuyun
Old 29-08-2007, 09:10   #14
M P

 
Varsayılan

Sayın Gemici ,
önceki maddeler önceki mesajlarda sanırım yeterince aydınlatıldı.Ancak 6 ile 7ye değinmekte fayda var.
Alıntı:
6. Matematiksel formüller her yerde geçerli olan formüllerdir. Buna karşılık değişik hukuk sistemlerinin kişilere tanıdığı sübjektif haklar ve hak ehliyeti her yerde aynı değildir. Sizin örneğinizi alıp, haklar yaşam ile başlar dersek, değişik hukuk sistemlerinin bu konuda değişik uygulamaları durumunu nasıl değerlendireceğiz.
7. ‘Hukuki Haklar’ : Ben böyle bir kavram tanımıyorum, bildiğim kadarı ile hukukta tanımıyor. Çünkü: Hak Hukuken korunan menfaattır. Kısacası tüm haklar kaynağını hukuktan alır. ‘Hukuki olmayan bir hak veya haklar’ yoktur bu tarife göre.
6-Hukukta dahil olmak üzere her hak kaynağını yaşamdan alır veya haklar yaşam ile başlar demek doğru ifade tarzı değildir , doğrusu her hak ve her hukuk doğumdan sonra başlar demek daha doğrudur.
7-Haklar hukuken korunan menfaatlerdir ; cümlesine değinecek olursak menfaat nedir sorusu gündeme gelirki oda sizin önermelerinize göre hakkı hukukça korunan kişinin , hakkı çiğnendiğinde hukukun ona menfaatini temin etmesidir şeklinde açıklayabiliriz.Ancak yaşam hakkı müstesnadır çünki ihlal edildiğinde ihlal edene karşı müeyyide uygulanması hakkı ihlal edilen tarafından birşey ifade etmez , ihlal eden tarafından birşey ifade etsede.bu yüzden diyoruzki yaşam bir hak değil eylem biçimidir.Daha önceki mesajlardada bi arkadaşımız demişki suçlar kişiye karşı ve topluma karşı işlenir , kişi ölse bile topluma karşı işlemiş sayıldığı için suç cezalandırılır.Bu görüşede katılmak mümkün değildir çünki kişinin üzerinde suç işlenmesinin yaptırımı pasif suje tarafından birşey ifade etmezse suçun topluma karşı işlenmiş sayılıp buna yaptırım bağlanması ancak acizliktir.ilki olmazsa topluma karşı işlenmiş sayılan suçun bir muhabbeti olamaz.Zira mantıksal olarak her gün binlerce kişi öldürülmesine rağmen bundan toplumun haberi olmadan toplum adına o failden intikam almak diye bir mantık ancak filmlerde ve türk hukukunda eşine az raslanır bir durumdur.Dolayısıyla bu görüşe katılmakta mümkün değildir.
Saygılarımla ,