Mesajı Okuyun
Old 13-04-2007, 13:27   #6
Av.Şule Pınar Narin

 
Varsayılan maddi gerçeği bulmak yakalama kararının devamıyla alakalı olmamalıdır.

Alıntı:
Yazan Av. Can DOĞANEL
Yakalama emri çıkartılması bir ara karar olup, itiraz edilebilir. Ancak itirazı inceleyecek üst mahkeme hakiminin, dosya üzerinden yapacağı inceleme ile red kararı vermesi yüksek ihtimaldir. Sanık dinlenmeden karar verilebilecek tek hal diğer delillerle beraat kararı verilmesinin mümkün ve gerekli olduğu hallerdir. Böyle bir itirazın kabulü halinde üst mahkeme hakiminin kararı bu dosyada beraat kararı verilmeli gibi bir anlama geleceğinden.. Sanığın tabi olduğu mahkeme hakiminin kanaatine müdahale gibi bir anlam içerebilir. Bu yönüyle ilginç bir yetki çatışması ortaya çıkmaktadır. Görevli mahkeme kendi takdiri maddi gerçeği araştırıp, nihai kararı verecek olan mahkeme olduğundan sanığı görmek istemekte haklıdır. Diğer dosyalara konu olaylar lehe kanaat oluşturacaksa da her olay birbirinden bağımsızdır ve ayrıca yargılamayı gerektirir. Eğer tebligatı alamamış olması nedeniyle kaçak statüsünde olsa idi tazminat hakkınız da doğabilirdi ama tebligata kendisi icabet etmediğinden, bu durumda tazminat talebi de reddedilebilir.

Öncelikle tazminat talebine ilişkin yorumunuzu cevaplayayım.Müvekkil aleyhine yakalama kararı suçun işlenmesiyle birlikte ,teşhis yapılır yapılmaz çıktı ve biz bu kararı tesadüfen öğrendik.Ayrıca müvekkil lehine ortada onlarca aynı konuya ilişkin kararlar varken ve yakalamaya konu olayla ilgili de birçok maddi delil ortaya konmuşken,salt ifade almak için yakalama kararının devamı ,kanaatımca CMK'nun yakalama ile ilgili hükümlerinin ruhuna ve Ceza Hukukunun maddi gerçeği bulma ve şüpheden sanık yararlanır ilkelerine dahi aykırı.Bahsettiğim olayla ilgili yakalama kararı veren bazı Savcılar ,müvekkil ifade vermeye gitmeden ,son resimlerini müştekilere göstererek takipsizlik kararı verme yetisine sahipse ,demek ki olabiliyor.Böyle bakmak gerekir.Düşünün ki, duruşmaya müşteki ve tanıklar gelmese ne olacak, müvekkil tutuklanıp cezaevine gönderilecek,kaldı ki; bahsettiğim davanın duruşmasında sadece beş tanıktan üçü geldi ve müşteki ise gelmedi.O celse müvekkil gelseydi tutuklanması muhakkaktı(lehine olan tüm delillere rağmen). Ve o celsede tanıkların üçü de müvekkilin yeni çekilmiş resimlerinden onu teşhis edemediler.İlk teşhis yapılan resim bundan oniki yıl öncesine ait resimlerdi.Netice olarak ,tüm lehe deliller karşısında halen ifade almak için yakalamanın devamı kanaatımca yersiz bir karar.Yine bir dilekçe yazdım yakalama kararının kaldırılması talepli,bakalım ne olacak.İyi çalışmalar dileğiyle.