Mesajı Okuyun
Old 01-05-2021, 10:50   #34
Yücel Kocabaş

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Mehmet Mustafa ÖZÜNVER
Anladığım kadarı ile belirsiz alacak davasında, alacağın belirlendiği an itibari ile davacı talep neticesini ıslah dilekçesi adı altında verdiği dilekçe ile artırsa dahi, hukuki vasıflandırma hakime ait olduğundan, mahkeme ıslah dilekçesi adı altında verilen dilekçeyi, talep artırım dilekçesi görecek.

Peki, HMK değişikliği ile (177/2)ıslah hakkını kullandığımız varsayılsa, kaldırma ya da bozma kararından sonra mahkemenin tahkikata yönelik bir işlem yapması durumunda, ilk ıslah yapılmamış kabul edilerek, ıslah hakkı mı tanınmakta yoksa hiç ıslah hakkını kullanmayan taraf için istisnai bir düzenleme mi getirilmektedir?

Ayrıca, belirsiz alacak davasında ek dava açılamayacağına dair karara denk gelmedim. Herhalde bu değerlendirmenin mantığı, belirsiz alacak davası ile alacağım tümü üzerinden hüküm tesis edildiği için, ek dava durumunda kesin hüküm ya da derdestlik itirazı ile karşılaşılacak olması. Ancak, 100.000 TL alacağımızın olduğu tespit edilen kararda, ıslah hakkımızın da kullanıldığı varsayılarak, 80.000 TL üzerinden talep artırım yapmamız durumunda geri kalan haktan feragat edilmiş mi kabul edilecektir?


1.)Belirttiğiniz gibi, “belirsiz alacak davasında, alacağın belirlendiği an itibari ile davacı talep neticesini ıslah dilekçesi adı altında verdiği dilekçe ile artırsa dahi, hukuki vasıflandırma hakime ait olduğundan, mahkeme ıslah dilekçesi adı altında verilen dilekçeyi, talep artırım dilekçesi görecektir.”

2.)HMK.177/2 m. ile getirilen değişiklik ile, ıslah hakkının bir kez kullanılabileceği kuralında bir değişiklik yapılmamıştır. Önceleri, bozmadan ve istinaftan sonra ıslah yapılamayacağı kabul edildiği halde , değişiklik ile hiç ıslah hakkını kullanmayan taraf için, yeni bir imkan tanınmıştır.

3.)“Belirsiz alacak davası olarak açılan davaya kısmi dava olarak devam edilmesinin mümkün olmadığı” Yargıtay HGK.lunun 02.03.2016 T. 2014/439 E. 2016/207 K.sayılı ilamında hükmedilmiş ve 9.HD.sinin son kararlarında da “ıslah yolu ile dahi dava türünün değiştirilemeyeceği” ifade olunmuştur. “ Belirsiz alacak davasında ek dava açılamaz” sözlerimiz bu gibi yargı kararlarına dayalıdır.

4.)Önceki cevabımda da ifade ettiğim gibi , belirsiz alacak davasında davacının bir kez kesin alacağı belirleme ve bir kez de belirlediği miktarı ıslah yolu ile arttırma hakkı bulunmaktadır. 1 nolu bentde işaret edildiği gibi, davacı belirleme beyanının adını ıslah beyanı olarak gösterse dahi bu beyan belirleme ( geçici talebi arttırma) beyanı olarak kabul edilecektir.

Diğer yandan, bedensel zararlar için açılan tazminat davalarında, tazminat hesabı hüküm tarihine en yakın tarihteki ücret üzerinden yapılmaktadır. Davacının son olarak ıslah yolu ile talebini artırırken, ileri yıllardaki ücreti bilip ona göre beyanda bulunması imkanının olmadığı açıktır.

Bu gibi davalarda, genel kuraldan ayrılarak, tahkikat döneminin devam ederek yeni bilirkişi raporları alınması halinde, davacıya yeni raporlarda belirtilen miktarı talep hakkı verilmesi bence adalet ve hakkaniyet ilkelerine uygun düşer . Verdiğiniz örnekte eğer belirleme ve ıslah hakkı kullanılarak usuli imkanlar tüketilmiş ise, son olarak bilirkişi raporunda geçen (100.000)TL. zararın , (80.000) TL.sının belirsiz alacak davasında karşılanması ,geri kalan (20.000) TL.sı için, (bu miktar dava tarihinden sonra oluşan ücret artışından doğmakla yeni bir davanın konusunu oluşturabileceğinden) bağımsız dava açıp birleştirme talep edilmesi düşünülebilir. Tabii bu son öneri benim kişisel görüşümden ibaret.