Mesajı Okuyun
Old 19-08-2006, 02:01   #9
Av. Can DOĞANEL

 
Varsayılan

Sn. selimbalku
Söz konusu eylemin TCK'da uzantısı olduğunu belirtmişsiniz ki haklısınız. Burada 50,00YTL veya 100,00YTL gibi meblağların ne kadar caydırıcı olabileceği ve ekonomik realiteye ne kadar uygun olduğunu tartışmaktayız. Esasen İdareye çok ağır cezalar verebilmesi yönünde bu kadar geniş yetki tanınmasına şahsen karşıyım. Ancak konu biraz zengin eğlencesi kabilinden olduğundan hakikaten komik kaçmış.

İşin bir başka yönü de;
İtiraz yolunda bir Ceza iptali elde etmek hele İdare Mahkemelerinde neredeyse imkansızdı. Şimdi Sulh Ceza Mahkemelerinde biraz daha şansımız artıyordu ama 3. maddenin AYM'ce iptali ile iş düzenleme yapılmazsa yeniden İdare Mahkemelerine dönecek gibi görünüyor.

Bir İdare Mahkemesi kararında gerekçe şuydu. "kabahatlinin olay anında düzenlenen tutanağı tebellüğ etmiş olmakla suçu kabul ettiği...." ister inanın ister inanmayın. Başka hiçbir delilin bulunmadığı olayda tek gerekçe buydu. Hatta bu kararlardan elimde en az 5 tane var. Tebellüğ ettiği İdari Para Cezası karar tutanağının üzerinde karara karşı itiraz süresi ve mercii gösteriliyor. Sanırım kararı veren sayın hakim hukuk mezunu değildi. Ya da ben kendimi böyle avutmak istiyorum. Ancak verilen karar kesin olduğu için hiçbir şey yapılamıyordu. İYUK 45 gereğince BİM'ne gitsek de oradan da tasdik geldi. Netice İdare bir Ceza verdiyse ötesine karışmam yerindelik denetimi yapmam mantığı Ceza da mı işletiliyor acaba? Ya da işletilmesi mümkün müdür? Şimdi Sulh Ceza Mahkemelerinden de enteresan kararlar gelebiliyor ama bu kadar gaflet içerisinde değiller en azından. Valla arkadaşlar bu konuda acayip dertliyim bir dokun bin ah işit misali İPC denince bile bir garip sinir basıyor aslında.