Mesajı Okuyun
Old 05-06-2007, 14:52   #6
ecesaka

 
Varsayılan

Şöyle birkaç karar buldum ama... Borçlunun mallarının bulunması ancak bunların da üzerinde haciz bulunması ve bu mallar satılsa dahi alacaklının alacağını elde edemeyeceğinin anlaşılması halinde aciz vesikası alınabileceğine dair Yargıtay kararları buldum... Umarım işinize yarar...

T.C.
YARGITAY
15. HUKUK DAİRESİ
E. 1997/812
K. 1997/1017
T. 25.2.1997
• İPTAL DAVASI ( Dava Tarihinde Geçici veya Kesin Aciz Belgesi Zorunluluğu )
• ACİZ BELGESİ ( Haciz Tutanağı ile Tahakkuk Etmesi )
• ACİZ BELGESİ ZORUNLULUĞU ( İptal Davası Açılmasında )
• HACİZ TUTANAĞI ( Borçlunun Aczinin Tahakkuk Etmesi )
2004/m.105,143,279
ÖZET : 1 ) İptal davası açılabilmesi için dava tarihinde muvakkat veya kat`i aciz belgesinin düzenlenmiş olması zaruridir.

2 ) Haciz sırasında borçlunun başkaca haczi kabil malının bulunmadığını belirterek, haciz zaptını imzaladığı anlaşılmakla borçlunun aczi bu haciz tutanağı ile tahakkuk ettiğinden, İİK.`nun 105. maddesi uyarınca bu zabıt varakası, aynı Yasanın 143. maddesinde yazılı aciz vesikası hükmündedir.

DAVA: Mahalli mahkemesinden verilen hükmün temyizen tetkiki davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla; dosyadaki kağıtlar okundu, gereği konuşulup düşünüldü:

KARAR: İİK.`nun 277 ve müteakip maddelerine dayalı iptal davası, aczi tahakkuk eden borçlunun, üçüncü kişilerle yaptığı ivazlı veya ivazsız bir kısım tasarruflarının iptali için açılabilir. İptal davası açılabilmesi için dava tarihinde muvakkat veya kat`i aciz belgesinin düzenlenmiş olması zaruridir. Mahkemece, her ne kadar aciz belgesi bulunmadığından dava reddedilmiş ise de, takip dosyası içinde bulunan 7.2.1996 tarihli haciz tutanağında davalı borçluya ait bir kısım malların haczedildiği, bu mallar üzerinde ayrıca bir başka takip nedeniyle de hacizler bulunduğu ve haciz sırasında borçlunun başkaca haczi kabil malının bulunmadığını belirterek, haciz zaptını imzaladığı anlaşılmakla borçlunun aczi bu haciz tutanağı ile tahakkuk ettiğinden, İİK.`nun 105. maddesi uyarınca bu zabıt varakası, aynı Yasanın 143. maddesinde yazılı aciz vesikası hükmündedir. Dava şartı olan aciz vesikasının varlığı gözetilerek işin esasına girilmeli, toplanacak delillere göre sonucuna uygun bir karar verilmelidir. Mahkemece, aciz vesikası bulunmadığından bahisle yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, karar bozmayı gerektirmiştir.

SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle hükmün temyiz eden davacı yararına BOZULMASINA, 25.2.1997 gününde oybirliğiyle karar verildi.



T.C.
YARGITAY
15. HUKUK DAİRESİ
E. 2005/5133
K. 2005/5225
T. 6.10.2005
DAVA : Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün duruşmalı olarak temyizen tetkiki davacı vekili tarafından istenmiş olmakla duruşma için tayin edilen günde davacı vekili avukat Eylem Yolageldi ile davalı Mustafa Çelebi vekili Av.Ahmet Bütüner geldi. Davalı Muharrem Karslı gelmedi. Temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve hazır bulunan taraflar avukatları dinlendikten eksiklik nedeniyle mahalline iade edilen dosya ikmal edildikten sonra gelmiş olmakla dosyadaki kağıtlar okundu şin gereği konuşulup düşünüldü:

KARAR : Dava İİK.nun 277 ve devamı maddeleri uyarınca açılmış olup, mahkemece iptal davasının konusu kalmadığından bahisle "karar verilmesine yer olmadığına" şeklinde dava sonuçlandırılmıştır. Dosya kapsamından borçlu x hakkında 12.5.1999 tarihinde borç ödemeden aciz vesikası düzenlendiği, borçlu vekilinin itirazı üzerine 20.1.2000'de icra müdürlüğünce aciz vesikasının kaldırılmasına karar verilip bu kararın alacaklı bankanın şikayeti üzerine İstanbul 1.İcra Tetkik Mercii Hakimliği'nin 6.7.2000 gün, 2000/654 E. ve 2000/847 K.sayılı kararla kaldırıldığı anlaşılmaktadır. Bu durumda yasanın aradığı kesin aciz belgesi mevcut olup kaldı ki borçluya ait malların alacağı karşılamadığı da dosyadaki bilgilerden anlaşılmakla olayda borçlunun aciz halinin gerçekleştiğinin kabulü zorunludur. Bu durumda mahkemece işin esasına girilerek sonucuna göre karar verilmesi yerine yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamış kararın bozulması uygun bulunmuştur.

SONUÇ : Yukarıda açıklanan sebeplerle hükmün temyiz eden davacı yararına BOZULMASINA, 400,00 YTL duruşma vekillik ücretinin davalılardan alınarak vekille temsil olunan davacıya verilmesine, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine, 6.10.2005 gününde oybirliğiyle karar verildi.


T.C.
YARGITAY
15. HUKUK DAİRESİ
E. 2002/348
K. 2002/631
T. 11.2.2002
• TASARRUFUN İPTALİ DAVASI ( Hacze Kabil Mal Bulunmadığını Tespit Eden Haciz Zaptının Aciz Vesikası Niteliğinde Olduğundan Bahisle Borçlunun Tasarrufunun İptali İstemi )
• HACİZ ZAPTI ( Hacze Kabil Malın Bulunmadığını Tespit Eden Haciz Zaptının Aciz Vesikası Hükmünde Olması İçin Borçlunun Menkul ve Gayrimenkul Hiçbir Malının Bulunmamasının Gerekmesi )
• GEÇİCİ ACİZ VESİKASI ( Borçlunun Taşınmaz Malı Olduğu Halde Haczedilebilecek Menkul Malı Olmadığından Bahisle Düzenlenen Haciz Zaptının Aciz Vesikası Niteliğinde Olmaması )
• KESİN ACİZ VESİKASI ( Borçlunun Aciz Halini Gösteren Kesin Aciz Vesikası Alınmadan Tasarrufun İptali Davasının Açılamaması )
2004/m.277
ÖZET : Tasarrufun iptali davasını elinde muvakkat yada kati aciz vesikası bulunan alacaklılar iflas idaresi yada iflas idaresince kendilerine yetki verilen alacaklılar açabilirler.Borçlunun haczi kabil malının bulunmaması halinde, durumu tespit eden haciz zaptı, geçici aciz vesikası niteliğinde kabul edilerek, iptal davasının açılabileceği ortadadır.Haciz zaptında haczi kabul menkul malının bulunmadığının belirtilmesi şüphesiz dava hakkını vermeyecektir. Daha açık bir ifadeyle, haciz zaptında yer alan bu açıklamanın anlamı, başkaca malın bulunamaması halinde değer kazanacaktır. Aksi takdirde pek çok taşınmazı mevcut olduğu halde bunlar araştırılmadan sadece menkul malları olmadığından dolayı iptal davası açılması, alacaklı ve borçlu dışındaki kişilerin de haklarını önemli derecede etkileyecektir. Bu durumda dava konusu olayda borçlunun aciz halini gösteren kesin aciz vesikası da alınmadığından, dava şartından olan aciz halinin gerçekleşmediğinin kabulü icap etmiştir.

DAVA : Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki davalı Ali Serdar Tülek vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:

KARAR : İİK.nın 277 ve devamı maddelerinde düzenlenen tasarrufun iptali davalarını, elinde muvakkat, yahut kati aciz vesikası bulunan alacaklılar, iflas idaresi, ya da iflas idaresince kendilerine yetki verilen alacaklılar açabilirler.

Temyize konu olayda; mahkeme, 13.10.1998 tarihli ihtiyati haciz zaptını ( haczi kabil menkul malı bulunamadığı yazıldığı için ) geçici aciz vesikası hükmünde kabul ederek sonuca ulaşmıştır.

Gerçekten de borçlunun haczi kabil malının bulunmaması halinde, durumu tespit eden haciz zaptı, geçici aciz vesikası niteliğinde kabul edilerek, iptal davasının açılabileceği ortadadır. Nevar ki temyize konu olayda, borçlu hakkında yapılan icra takiplerinde taşınmaz mallarının bulunup bulunmadığının tespiti için tapu Müdürlüklerine yazı yazılmış, Altındağ 2.nci Bölge Tapu Sicil Müdürlüğü'nden alınan 13.10.1998 gün ve 4429 yevmiye nolu cevapta; borçlu Ahmet Murat Köksal adına "Altındağ Sebzebahçeleri Mahallesinde kain 9280 ada 16 parseldeki 1615 m2'lik taşınmazın 30/1615'er arsa paylı 2 ve 3.nolu dükkanların ve 15/1615 arsa paylı 42 nolu çay ocağının 15/100 hissesinin kayıtlı olduğu ve haciz şerhinin işlendiği" belirtilmiştir. Söz konusu taşınmazlara kıymet takdiri yapılıp satışa çıkartılmadan ve borcu karşılayıp karşılamadığı anlaşılmadan düzenlenen haciz zaptında haczi kabul menkul malının bulunmadığının belirtilmesi şüphesiz dava hakkını vermeyecektir. Daha açık bir ifadeyle, haciz zaptında yer alan bu açıklamanın anlamı, başkaca malın bulunamaması halinde değer kazanacaktır. Aksi takdirde pek çok taşınmazı mevcut olduğu halde bunlar araştırılmadan sadece menkul malları olmadığından dolayı iptal davası açılması, alacaklı ve borçlu dışındaki kişilerin de haklarını önemli derecede etkileyecektir. Bu durumda dava konusu olayda borçlunun aciz halini gösteren kesin aciz vesikası da alınmadığından, dava şartından olan aciz halinin gerçekleşmediğinin kabulü icap etmiştir.

Bu nedenle de mahkemece reddi gereken davanın yazılı gerekçelerle kabulü doğru görülmemiş kararın bozulması uygun bulunmuştur.

SONUÇ : Yukarıda açıklanan sebeplerle hükmün temyiz eden davalı Ali Serdar Tülek yararına BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair hususların şimdilik incelenmesine yer olmadığına, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davalı Ali Serdar Tülek'e geri verilmesine, 11.2.2002 gününde oybirliğiyle karar verildi.