Mesajı Okuyun
Old 30-03-2007, 08:49   #2
ISIL YILMAZ

 
Varsayılan

T.C.
YARGITAY
HUKUK GENEL KURULU
E. 1997/15-157
K. 1997/444
T. 21.5.1997
• KAT KARŞILIĞI İNŞAAT SÖZLEŞMESİ ( Arsanın 3. kişiye satılması )
• İFANIN İMKANSIZLlĞl ( Kat karşılığı inşaat sözleşmesi )
• ARSANIN 3. KİŞİYE SATILMASI
• BORÇTAN KURTULMA VE TAZMİNAT ( İfanın imkansız hale getirilmesi )
818/m.117,355
1086/m.299
ÖZET: Kat karşılığı inşaat ve satış vaadi sözleşmeleri yürürlükte iken, arsa ( iş ) sahibinin arsayı 3. kişiye tapuda satış suretiyle temlik etmesi ve yeni malikin ihtarname ile inşaatın durdurulmasını istemesi, davacı müteahhit açısından ifayı 'mkansız hale getirir ve sözleşme sona erer.

Davacı Kooperatifin, sözleşmenin sona ermesinde kusurlu olan akidi ve arsa sahibi davalıdan müsbet ve menfi zararının tazminini talep hakkı doğmuştur.

Davalılar arasında yapılan protokolün Davacıyı bağlamaması ve Eser Sözleşmesinin davacı ile Arsa Sahibi arasında yapılmış olması sebebiyle arsayı satın alan 3. kişinin davacı kooperatife karşı bir sorumluluğu yoktur.

DAVA VE KARAR : Taraflar arasındaki "tazminat" davasından dolayı yapılan yargılamasonunda; Adana Asilye 3. Hukuk Mahkemesince davanın reddine dair verilen 12.9.1995 gün ve 1994/241 - 1995/628 sayılı kararın incelenmesi davacı vekili ile davalılardan Ömer Bayramoğlu vekili tarafından istenilmesi üzerine;

Yargıtay 15. Hukuk Dairesinin 15.4.1996 gün ve 1996/367-2127 sayılı ilamı;

( ... Davacı kooperatıf vekili; müvekkilinin, davalı arsa sahibi Osman Oğuz ile yaptığı 27.7.1992 tarihli "düzenleme şeklinde gayrimenkul satış vaadi ve daire karşılığı inşaat sözleşmesi" uyarınca başladığı inşaatın devamı sırasında, arsa sahibı Osman Oğuz'un arsanın tamamını 22.2.1994 gününde diğer davalı Ömer Bayramoğlu'na tapuda satış suretiyle temlik ettiğini ve yeni malikin de çektiği 3.3.1994 günlü ihtarname ile inşaatın durdurulmasını istediğini ve böylece ifanın imkansız hale geldiğini ileri sürerek, şimdilik 3 milyar lira zararlarının davalılardan müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

Davalılar ise, davanın reddini istemişlerdir.

Mahkeme; davalı Osman Oğuz'un sözleşme uyarınca kendisine düşecek yerleri de diğer davalıya devrettjğinden bu davalı hakkındaki davanın husumet yönünden ve diğer davalı Ömer Bayramoğlu hakkındakı davanın da, davacının davalı yeni malikle anlaşıp inşaata devam etmesi nedeniyle konusuz kaldığından reddine hükmetmiştir.

Kararı, davacı kooperatif vekili ile davalılardan Ömer Bayramoğlu vekili temyiz etmiştir.

1 - Davacı Kooperatif ile davalı Osman Oğuz arasında yapılan 27.7,1992 tarihli sözleşme, davalı Oğuz'un, arsa tapusunu diğer davalı Ömer Bayramoğlu'na temlik etmesi ve onun da davacıyı arsadan çıkarmak ıçin ihtarname çekmesi ve davacının da işbu davayı açmasıyla sona ermiştir. Davalılar arasında yapılan ve davacı kooperatifin imzasının bulunmadığı 20.2.1984 tarihli protokol, davacıyı bağlamaz ( HUMK. 299 ). Bu durumda, sözleşmenin sona ermesinde, davalı Osman Oğuz kusurludur.

O halde, davacı kooperatifin, inşaata yaptığı tüm harcamaların dava tarihi itibariyle tesbiti ile bulunacak bu miktarın ve haksız fesih nedeniyle maruz kaldığı alacak kaybının, sözleşmenin 18. maddesi doğrultusunda hesaplanarak, davalı Osman Oğuz'dan tahsiline karar verilmesi gerekir.

2 - Davalı Ömer Bayramoğlu'nun temyizine gelince; 20.2.1984 günlü protokolün davacıyı bağlamaması ve eser sözleşmesinin de davacı ile davalı Osman Oğuz arasında yapılması nedeniyle, davacının zararlarından davalı Ömer Bayramoğlu sorumlu olamaz. Davalı Ömer Bayramoğlu hakkındaki davanın bu nedenle reddi gerekirken yazılı gerekçeyle reddi doğru olmadığı gibi yargılama giderlerinden de sorumlu tutulması yine ısabetli görülmemiştir... ) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.

YARGITAY HUKUK GENEL KURULU KARARI:

Hukuk Genel Kurulu'nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadakı kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:

Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında açiklanan gerektirici nedenlere göre, Hukuk Genel Kurulu'nca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykındır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.

SONUÇ : Davacı vekili ile davalılardan Ömer Bayramoğlu vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı ( BOZULMASINA ) oybirliği ile karar verildi.

yarx